Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14838 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/06/2013NUMARASI : 2008/174-2013/330Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Ömer tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden mirasbırakan A. Y.'in .. ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 20/32 payını davalı G. Y.'in eniştesi olan B. U.'a, bu kişinin de dava konusu edilen payı eşit şekilde davalılara satış göstererek temlik ettiği, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde yapıldığı saptanmak suretiyle davaların kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ne var ki, dava konusu .. ada 9 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakandan gelen 5/16 pay dışında davalı Ö.. Y..'in kendi payının da bulunduğu gözetilmeksizin asıl ve birleşen davada, Ö.. Y.. adına olan tapu kaydının pay oranında iptal ve tesciline karar verilmek suretiyle mirasbırakandan gelen pay dışındaki davalıya ait payların da iptal kapsamına alınması isabetsizdir.Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 65. maddesi ve yerleşik yargıtay içtihatlarında, açılan bir davaya dava konusu edilen şey hakkında tarafların dışında hak iddia ederek o şeyin kendisine ait olduğunu ileri süren ve harcını yatırmak suretiyle davaya dahil olan kimse, asli müdahil olarak nitelendirilmektedir. Değinildiği üzere, asli müdahalede dava edilen müddeabih esastır. Anılan müddeabihin dışına çıkılarak dava konusu edilmeyen hususta asli müdahale yoluyla hak talebinde bulunulmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Bir başka ifade ile asli müdahale, dava konusuyla bağlantılı olarak tarafların dışında müstakil hak arama durumudur. Somut olaya gelince, davacıların miras paylarına yönelik açtıkları davada, mirasçı S.. T..'ın kendi miras payına yönelik asli müdahale talebinin dinlenemeyeceği dikkate alınmadan karar verilmiş olması da doğru değildir. Zira davacıların kendi miras paylarına hasren açtıkları eldeki davanın konusu ile S.. T..'ın miras payına yönelik açacağı davanın konusunun diğer bir deyişle müddeabihlerinin birbirinden farklı olduğu gözetildiğinde, eldeki davada asli müdahilin talebinin dinlenmesine olanak bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazda davalı Ö.. Y..'in muvazaalı şekilde edindiği payın, davacıların miras payı oranında iptali ve tesciline karar verilmesi ve asli müdahilin talebinin müstakil bir dava olarak düşünülüp eldeki davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Davalı Ö.. Y..'in bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.