MAHKEMESİ: MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/02/2013NUMARASI: 2012/172-2013/109Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu,açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece; elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın kabulüne, yıkım isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu şeftali bahçesi vasfındaki, 219 parsel sayılı taşınmazda davacının, güney sınırından komşu 225 parselde ise davalının kayıt maliki oldukları, davanın ilk açıldığı Sulh Mahkemesinde uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılan 13/04/2011 tarihli keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda “davacıya ait 219 parsel sayılı taşınmazın 232 m²'lik bölümünün davalı tarafından yol olarak kullanıldığının” saptandığı ancak davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı yaptığı 08/06/2011 havale tarihli itirazında “yol” olarak kullandığı alan dışında “ağaç dikmek” suretiyle de müdahale edildiğini ileri sürdüğü, bunun üzerine mahallinde yeniden keşif yapılmaksızın dosya üzerinden alınan 28/11/2011 havaleli ek rapor ve krokisinde yol olarak kullanılan alan dışında (A) harfi ile gösterilen 608 m²'lik alanda da ağaç dikmek suretiyle tasarruf edildiği, 10-12 yaşlarında verim çağında bulunan şeftali ağaçlarının yerinden sökülmesinin aşırı zarar doğuracağının belirlendiği, görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine intikal eden Asliye Hukuk Mahkemesince de mevcut raporlarla yetinilerek ağaçların davalı tarafından dikildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle yıkım isteğinin reddedildiği anlaşılmaktadır.Gerçekten de; kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmayan davalının davacıya ait 219 parsel sayılı taşınmazın 232 m²'lik bölümüne yol olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiği, fuzuli şagil olduğu benimsenmek suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Esasen tarafların bu yöne ilişkin bir temyiz itirazları da bulunmamaktadır.Ne var ki; elatmanın önlenmesi isteği yanısıra yıkım isteğinde de bulunulduğu, davacı vekilinin 15/11/2012 havale tarihli dilekçesinde yol olarak kullanılan krokide (A) ile gösterilen 232 m²'lik bölümdeki ağaçlar bakımından yıkım isteğinin olmadığı ancak 219 parselin güneyinde davalıya ait 225 parselle sınır bölgesinde belirlenen 608 m²'lik alanda davalı tarafından dikilen ağaçların sökülmesi isteğini açıkladığı halde mahkemece 608 m²'lik alanda yer alan ağaçların kime ait olduğu konusunda hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca; mahallinde yeniden keşif yapılarak çekişmeye konu 219 parselde belirlenen 608 m²'lik bölümdeki ağaçların kime ait olduğu hususunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, ağaçların bulunduğu alanın, nitelik, yaş ve sayılarının uzman bilirkişiler tarafından hazırlanacak ve denetime elverişli rapor ile belirlenmesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.