Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14808 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11414 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ÇİVRİL SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/04/2012NUMARASI : 2011/863-2012/420Yanlar arasında görülen el atmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlemesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 8162 ve 8428 parsel sayılı taşınmazların davacı, 633 parsel sayılı taşınmazın da davalı adına kayıtlı oldukları, Mahkemece yapılan uygulama neticesinde fen elemanı bilirkişinin raporunda davaya konu taşınmazlara bir müdahalenin bulunmadığının belirtilmesine rağmen, İnşaat ve Ziraat Mühendisi bilirkişi raporunda 633 nolu parseldeki ahırın ahşap çatısı ile kiremit çatı örtüsü saçaklarının 8162 nolu parsele tecavüzlü olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazırhale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum göz önünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır. Somut olayda; bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu ve çelişkinin giderilmediği görülmektedir.Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.