MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : GAİPLİK,TAPU İPTALİ,TESCİLTaraflar arasında görülen gaiplik,tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR- Dava, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı gaiplik ve tapu iptal-tescil isteklerine ilişkindir.Davacı, .... Vakfından icareli 2473 ada 20 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından .... kızı ...., .... oğlu ...., .... Kızı ...., ...... oğulları .... ..., ... ve ... ..... kızı .....’den uzun zamandır haber alınamadığını, Defterdarın kayyım olarak atandığını, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca taşınmazın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek, kayıt maliklerinin gaipliğine ve taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, vakfın niteliğinin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddiaların kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 2473 ada 20 parsel sayılı taşınmazın paylı olarak .... kızı ...., .... oğlu ...., .... Kızı ...., ..... ..... oğulları ....., .... ve ..... kızı ..... adına 28.07.1958 tarihinde kadastro ile tapu kaydına dayalı olarak tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği kuşkusuzdur.Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, kayıt maliklerinin mirasçıları bulunup bulunmadığı konusunda nüfus kayıtlarında araştırması yapılmamıştır.Hal böyle olunca, öncelikle adı geçen paydaşların kimlik bilgilerinin tespitine yarar tüm belgelerin ve çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitine dayanak 30.11.1338 tarih ve 29 sıra sayılı tapu kaydının tüm tedavülleri ile birliktee merciinden temini, bu bilgilerden de yararlanmak suretiyle nüfus müdürlüğünden kayıt maliklerinin nüfus kayıt bilgileri hususunda araştırma yapılması, öte yandan hükümden sonra dosyaya ibraz edilen ve paydaşlardan Vasfiye’nin mirasçıları oldukları ileri süren ........ ve ........’ın taleplerinin değerlendirilmesi ve 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği saptanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazının açıklanan nedenlerle kabulü ile, hükmün (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.