MAHKEMESİ : KIRKLARELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2011/178-2012/424Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Davacı, taşınmazı davalıdan satın aldığını ve bir yıl bedelsiz oturmasına rıza gösterdiğini, ancak verdiği süre dolduğu halde davalı taşınmazı boşatmayınca hakkında tahliye yönünden icra takibi yaptığını, itiraz üzerine icra mahkemesine açmış olduğu davasının aralarında kira ilişkisi bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, davalının haksız işgalci olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli eldeki davayı açmış, davalı ise; bankadan kredi alınması ve kredi borcu ödendikten sonra geri iade edilmesi konusunda akrabası olan davacı ile anlaşmaları sebebi ile taşınmazı devrettiğini, kendisine isabet eden kredi borcunu ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının inanç sözleşmesi hukuksal nedenine dayandığı ve davacı tarafın davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, kat mülkiyeti kurulu 264 ada 36 parseldeki 88 nolu meskenin 06.02.2006 tarihinde satışa istinaden davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; çap iptale kadar geçerli olup, Türk Medeni Kanunun 683. maddesinde düzenlendiği üzere, bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.Somut olaya gelince, davacının kayıt maliki olduğu, davalının mülkiyetten ya da sözleşmeden kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, çekişmeli yeri kullanarak müdahale ettiği tartışmasızdır.Hal böyle olunca; kayda üstünlük tanınarak elatma isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.