MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/04/2014NUMARASI : 2014/100-2014/895 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, Tapu Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, ..ve .. parsel sayılı taşınmazların parsel numaraları ve maliklerinin kadastro tutanaklarında doğru belirtilmesine karşın tapudaki tescil aşamasında karıştırılarak parsel numaraları ve yüzölçümlerinin yanlış yazıldığını ileri sürüp parsel numaralarının değiştirilerek tapuda .. numaralı parselin .. numaralı parsel olarak, ..numaralı parselin ise .. numaralı parsel olarak düzeltilmesini ve .. numaralı parselin yüzölçümünün 450 m² olduğunun tespitini istemiştir. Bilindiği üzere; tapu iptali ve tescil istemli davaların kural olarak son kayıt malikine karşı açılması zorunludur. Aksi bir durum, kayıt malikinin taraf olmadığı bir davada kendisinin taşınmaz mülkiyetini yitirmesi sonucunu doğurur ki bu da hem Anayasanın 35. maddesine, hem de TMK’nin 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına aykırı düşer. Ayrıca, Hukuk Muhakemeleri Kanununun temel ilkesi olan davada karar altına alınacak hakkın ilgilisinin, davacı ve davalı sıfatı ile yer alması ilkesini de bünyesinde barındıran ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile HMK'nin 27. maddesinde ifadesini bulan hukuki dinlenme hakkını zedelemiş olur. Somut olayda; çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazın 13.5.1975 tarihinde 450 m2 olarak Hazine adına tespit edildiği, yüzölçümünün düzeltildikten sonra 2700 m² olarak 4.8.1992 tarihinde satın alma yoluyla davacı adına tescil edildiği, ..parsel sayılı taşınmazın 2700 m² olarak 13.5.1975 tarihinde F. Ç. adına tespit edildikten sonra itiraz üzerine 1.5.1984 tarihinde Komisyonca Hazine adına tescil edildiği ve Tapu Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Dava tarihi itibarıyla kayıt malikine karşı açılmış bir dava yoktur. Islah yoluyla dahi olsa hasım değiştirilemeyeceği gibi, dahili dava yoluyla da bir kimseye taraf sıfatı verilemeyeceği tartışmasızdır. Öte yandan, yukarıda açıklanan olgular ile iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi birlikte değerlendirildiğinde, davada dayanılan hukuki sebebin yolsuz tescil nedenine dayalı olduğu ve bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''Asliye Hukuk Mahkemelerinin Görevi'' başlıklı 2/1.maddesi hükmünde açıkça '' Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir'' düzenlemesine yer verilmiştir. Bilindiği üzere, göreve ilişkin kurallar kamu düzeniyle ilgili olup dava şartı olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınır (HMK m.114/1-c; 115). Davanın, taşınmazın aynına, başka bir deyişle mal varlığına yönelik olduğu ve 14.01.2014 tarihinde açıldığından, çekişmeli yargı usulüne göre asliye hukuk mahkemesinde ilgili tapu maliki aleyhine açılması gerekirken, çekişmesiz yargılama usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde dava açılması hatalı olup bozma nedenidir. Hâl böyle olunca; yargılama usulleri birbirinden farklı olduğundan ve çekişmesiz yargıda açılan davaya çekişmeli yargıda devam edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın tapuda kayıt düzeltim davası olarak nitelenerek işin esasının incelenmesi doğru olmadığı gibi, kayıt maliki olmayan Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceğinin düşünülmemesi de doğru değildir. Davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.