MAHKEMESİ : MAÇKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2013NUMARASI : 2011/214-2013/58Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 7 adet taşınmazdan 109 ada 1,126 ada 1,116 ada 19, 111 ada 24,101 ada 25 ve 37 parsel sayılı taşınmazların tam hisse ile 111 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ise ½ hisse ile tarafların ortak miras bırakanı Paşa Yılmaz adına kayıtlı bulunduğu,davacının miras payını halası olan davalının haksız olarak kullandığını ve kendisine pay vermediğini ileri sürerek payı oranında ecrimisil isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Kanunda gösterilen hükümler saklı kalmak üzere, tanıklık için çağrılan herkes gelmek zorundadır. Usulüne uygun olarak çağrıldığı halde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık zorla getirtilir (6100 sayılı HMK md. 245 ve 1086 sayılı HUMK md 253). Tanık listesinde adres gösterilmemiş veya gösterilen adreste tanık bulunamamışsa, tarafa adres göstermesi için, işin niteliğine uygun kesin süre verilir. Bu süre içinde adres gösterilmez veya gösterilen yeni adres de doğru değilse, bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılır(6100 sayılı HMK md. 240/3 ). Mahkeme, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir(6100 sayılı HMK md. 241).Somut olaya gelince,Davacı vekili delil listesinde F.Ç.ve S.Ç.'i tanık olarak göstermiş, mahkemece bu iki tanığın dinlenilmesi için davetiye çıkarılmış ise de tanık F. Ç.adına çıkan davetiyenin usulüne uygun tebliğ edildiği; ancak tanığın davetiyede belirtilen keşif gününde mazeretsiz gelmediği ve diğer tanık S.Ç.'in yurtdışında çalışmakta olması sebebiyle tebligatın iade edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili, gösterdiği tanıklar F. Ç.ve S. Ç.'in dinlenmesinden de vazgeçmemiş,mahkemece de usulüne uygun tebligat yapıldığı halde gelmeyen davacı tanığı F.Ç.'in zorla getirilmek suretiyle dinlenmesine karar verilmediği gibi davacı vekiline diğer tanık S.Ç.'in yeni adresini bildirmesi için süre verilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece,davacının hukuki dinlenilme hakkı (6100 sayılı HMK. md. 27) dikkate alınarak usulüne uygun tebligat yapıldığı halde gelmeyen davacı tanığı F.Ç.'in 6100 sayılı HMK.nun 245. maddesi uyarınca zorla getirilerek dinlenmesi ve davacı vekiline diğer tanığı S. Ç.in aynı Kanununun 240/3. Maddesi uyarınca yeni adresini bildirmesi için süre verilmesi, tarafların delil listesinde dayandıkları Maçka Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/352 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası ile 12.09.2011 keşide tarihli ihtarın da getirtilerek dikkate alınması ve değerlendirilmesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.