Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14710 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10953 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/03/2013NUMARASI: 2005/288-2013/135Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil,tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı C.vekili ve davalı F.tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile pay oranında tapu iptali ile tescile hükmedilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakanın 257, 277, 300 ve 301 parsel sayılı taşınmazları mirastan mal kaçırmak için oğlu olan davalı C.'e temlik ettiği anlaşıldığına göre, davanın davalı C.yönünden kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı C. vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine.Davalı F.'nın temyiz itirazlarına gelince;Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi ve davanın süratle sonuçlandırılması, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasanın 27. maddesi (HUMK’nun 73. maddesi) uluslararası sözleşmeler ve Anayasanın 36. maddesiyle en temel yargısal hak olarak kabul edilen hukuki dinlenilme hakkı gözetilerek, mahkeme, tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.Taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS’ nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu nedenle, öncelikle yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasına girilmesi esastır.Ne var ki, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalı Fatma'ya tebliğ edildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki,bilindiği üzere,Tebligat Kanununun 20, 21 ve Tüzüğun 28. ve 30. maddeleri gereğince muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan herbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesini muhtemel komşu, yönetici kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekir. Somut olaya gelince, davalı F.'nın Ankarada olduğundan adreste M. Ç.'ye haber verilerek haber kağıdı kapısına yapıştırılmış ve tebligat Şarkiye Mahalllesi muhtarına imzası karşılığında teslim edilmiştir.Görüldüğü gibi tebliğ memuru, muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinde sayılan kişilerden sorarak tespit edip, beyan ve imza almadan veya imzadan çekinme durumunu belirlemeden ayrıca M.Ç.adlı kişinin muhatap F. ile yakınlığını,o adreste oturup oturmadığını ve tebligatı almaya ehil olup olmadığını araştırmadan yapılan tebliğ işlemi yukarıda belirtilen kanun ve tüzük hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olup davalı F.'nın savunma hakkı kısıtlanmıştır.Hal böyle olunca; davalı F.'ya dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebligat yapılıp taraf teşkili sağlandıktan sonra göstereceği kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan davalı F. yönünden işin esası hakkında yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalı F.'nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedeni uyarınca davalı F.'nın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.