MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2013NUMARASI : 2012/224-2013/149Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.09.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davalı K. İ. Konut İmar Plan Turizm Ulaşım San. Ve Tic. A.Ş. vekili Avukat H. E. E. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen ihbar olunan Ç.. A...vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve zararın tazmini isteklerine ilişkin olup mahkemece; pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı dava dilekçesinde; komşu parselde davalı şirket tarafından yaptırılan inşaat çalışmaları sırasında çıkan toprak, moloz ve diğer atıkların usûlsüz olarak maliki bulunduğu 3 parsel sayılı taşınmaza döküldüğünü, hafriyat nedeniyle arsanın kullanılamaz hale geldiğini, maddi zararın oluştuğunu, noter kanalıyla keşide edilen ihtarname ile zararın giderilmesi ile hafriyatın kaldırılmasını istediği hâlde, sonuç alamadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı şirket ise, malik bulunduğu taşınmaza inşaat yapılmak üzere dava dışı yüklenici Ç. Yapı Sanayii ve Ticaret AŞ. ile eser sözleşmesi yapıldığını, yüklenici şirketin eser sözleşmesi kapsamında K. İstanbul Konut İmar Turizm A.Ş.'den bağımsız olarak inşaat yaptığını, anılan sözleşmenin eki Özel Teknik ve İdari Şartname uyarınca sorumluluğun yüklenici şirkete ait olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece de savunmaya itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; paylı mülkiyet üzere olan dava konusu 185 ada, 3 parsel sayılı taşınmazda davacının dava dışı Hazine ile paydaş olduğu, davalı şirketin kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Öte yandan; davacıya zarar verilmesine yol açan inşaatın, davalı ile dava dışı yüklenici Ç.Yapı Sanayii ve Ticaret AŞ. arasında düzenlenen 29/01/2008 tarihli "Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" uyarınca yapıldığı sabittir. Bu durumda yüklenicinin eseri meydana getirirken kendi adına olduğu kadar arsa ve yapı malikleri adına da hareket ettiği kuşkusuzdur.Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683. maddesindeki düzenlemeye göre; mülkiyet hakkı sahibinin her türlü haksız elatmanın önlenilmesini isteyebileceği, 4721 sayılı TMK'nin 730. ve 738. maddelerindeki düzenlemeler karşısında; arsa malikinin yüklenici ile arasında gerçekleştirdiği aktin ifası sırasında meydana gelen zarardan üçüncü kişilere karşı kusursuz sorumluluğunun bulunduğu arsa malikinin hiçbir kusuru olmasa bile kendi arsasına yaptırdığı yapının doğuracağı her türlü zarardan yapı maliki olması nedeniyle kusur aranmaksızın üçüncü kişilere karşı sorumlu olduğu tartışmasızdır.Diğer taraftan; yüklenicinin eser sözleşmesi kapsamında inşaatı yaparken komşu taşınmaza verdiği zarardan dolayı; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 41. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49.) maddesi uyarınca kusura dayanan bir sorumluluk altında olduğu da muhakkaktır.Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde somut olay irdelendiğinde; komşu arsa maliki davalı K. İstanbul Konut İmar Plan Turizm Ulaşım AŞ ile ihbar edilen yüklenici Ç. Yapı Sanayii ve Ticaret AŞ. arasındaki eser sözleşmesinin, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355. ve devamı maddeleri (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddeleri) uyarınca, tarafları bakımından bağlayıcı olacağı, ancak sözleşmenin tarafı olmayan, eserin yapımından zarar gören bakımından hüküm ifade etmeyeceği, dolayısıyla arsa ve yapı maliki konumundaki davalı şirketin, yüklencinin verdiği zarardan kusursuz sorumlu olduğu sonucuna varılmaktadır.Hâl böyle olunca; davalı ile dava dışı yüklenicinin, davacıya verilen zarardan dolayı birlikte sorumlu oldukları, yüklenicinin haksız eyleminden dolayı yapı maliki davalının da sorumluluğu bulunduğuna göre işin esasına girilerek soruşturmanın tamamlanması hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.