MAHKEMESİ: ACIPAYAM SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/12/2012NUMARASI: 2012/914-2012/1243Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonucu , yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüyle, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının miras bırakanının nüfus kütüğünde Ö. kızı A. Ş. olarak kayıtlı olduğu, 254 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise Ö. kızı A. E. adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin taleplerdeki amaç, kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hale getirilmesi olduğundan bu tür işlerde verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmez. Kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkündür.Çekişmesiz açılan bu tür işlerde, yapılan araştırma ile veya hak sahibi olduğunu iddia eden bir kişinin itirazı üzerine ortaya bir çekişme çıkarsa, mülkiyet aktarımına sebebiyet verebilmesi ihtimali ortaya çıktığından, artık bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesine imkan bulunmamaktadır. Yargılama usulleri birbirinden farklı olduğundan ve çekişmesiz yargı işlerinde teknik anlamda bir hasım bulunmadığından, davaya görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilemez. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler (satış akit tabloları ve ekleri) getirtilmelidir.2- Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4- İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5- Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece duruşmada dinlenen bir tanık yeminli beyanında, D.. Kasabasında A. E.'un bulunduğunu, ancak yaşının küçük olduğunu, anılan kasabada adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığını, davacının annesinin kızlık soyadının Z. olduğunu, D. Kasabasında bir tane taşınmazının bulunduğunu belirtmiştir. Zabıta araştırmasında ise D... Beldesinde Ö.kızı A. Ş.'in bulunduğu, kızlık soyadının Ersoy olduğu, 1982 yılında öldüğü, Dedebağı Beldesinde Ö.kızı A. Ş.'in bulunmadığı, A. kızı A.Ş.'in olduğu, evlenerek Karan soyadını aldığı, hayatta olduğu belirtilmiş, çekişmeli taşınmazın kime ait olduğu ve fiili kullanım hakkında bilgi verilmemiştir. Nüfus Müdürlüğü de, tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip 1942 doğumlu A.E.adına kayıt bulunduğunu belirterek anılan kişiye ait aile nüfus kayıt tablosunu göndermiştir. Mahkemece , sağ olduğu anlaşılan 1942 doğumlu A.E. çağrılıp taşınmazda hak iddia edip etmediği sorulmamış, taşınmaz başında keşif yapılmamış ve kadastro tesbit bilirkişileri dinlenmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.O halde tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip Ö. kızı 15.12.1942 doğumlu A. E. duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiası bulunup bulunmadığının kendisinden sorulması, mülkiyet hakkı iddiasında bulunması halinde dava mülkiyetin aktarımına ilişkin olup artık bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesine imkan bulunmadığından davacı tarafından kayıt sahibi aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde çekişmeli yargı usulüne göre ayrı bir dava açılması gerekli olduğunun gözetilerek yukarıda değinilen şekilde araştırma inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Davalının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.