MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacılar, çekişme konusu 951 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ............. ile .............. adına kayıtlı iken, davalı ... Müdürlüğünde memur olarak çalışan dava dışı .............. tarafından tapu kayıtlarında maliklerin üzeri kırmızı kalemle çizilerek, belgeye dayanmayan yolsuz tescil işlem ile davalı Mehmet .......’a satış gösterilmek suretiyle devredildiğini, taşınmazın sırası ile davalı ..... ....... ...... tarafından akrabası ve kayınbiraderi davalı ...’e, ondan da davalılar .......... ve ....... 'a satış suretiyle temlik edildiğini ileri sürerek yolsuz tescil nedeniyle taşınmazın tapu kaydının iptali ile malikler ..... ve ...... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı ..., dava konusu taşınmazı tapu kayıtlarına güvenerek iyi niyetle satın aldığını, aldıktan yaklaşık 5 yıl sonra davalılar ... ile ...'a sattığını belirterek davanın reddini savunmuşturDavalılar ....... ve .......... vekili, iyi niyetli olarak, tapu siciline güvenerek taşınmazı satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı yanca temyizi üzerine Dairece; "… Her ne kadar, anılan davalılar iyi niyetli olarak aldıklarını savunmuş iseler de, taşınmazın bulunduğu yörede yaşayan davalılar, satın aldıkları taşınmazın gerçek değerini basit bir araştırma ile tespit edebilecek durumda olmalarına karşılık tapuda beyan edilen değere göre 6,5 kat kendi beyanlarına göre bir kat daha düşük bir fiyata satın almış olmaları iyiniyetli olmadıklarını göstermektedir. Bunun yanı sıra ara maliklerden Emin taşınmazı 1 parsel ile 17.08.2006 tarihinde tevhit ettirmiş, aynı gün davalılara satış işlemi yapılmıştır. Bu durumda halen kayıt maliki olan davalıların iyi niyetli olduklarından söz etme imkanı yoktur. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde red kararı verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işin esası hakkında yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, 951 ada 1 parsel ve 951 ada 14 parsel 17/08/2006 tarihli işlemle tevhit edilerek 15 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, eldeki davanın 951 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ½ payla maliki ............. ve diğer ½ pay sahibi ..............’ın mirasçısı tarafından açıldığı, mahkemece tevhit edilen 15 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile Kazım ve Lütfü mirasçılarının miras payları oranında tescile karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, sicillerin tutulması kamu düzeniyle ilgili olup, hakim doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür. Hâl böyle olunca, davacıların 14 parsel sayılı taşınmazdan gelen payları gözetilmek suretiyle tapu iptal tescile karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak 15 parsel sayılı taşınmazın tümü üzerinden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.