Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14568 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9669 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLYanlar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, Gereği görüşülüp, düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan ...’in çekişme konusu 524, 574, 2320, 2537 ve 2558 parsel sayılı taşınmazları 14.03.2003 tarihli akitle oğlu davalı ...’e, 1345 ve 1964 parsel sayılı taşınmazları ise aynı günlü akitle oğlu davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, öte yandan murisin 20.08.1991 tarihli akitle vekili oğlu ... aracılığıyla 3072 parsel sayılı taşınmazı . ...’a, ondan da yine vekil ... tarafından aynı taşınmazın 01.02.1994 tarihli akitle murisin oğlu davalı ... ‘e satış suretiyle temlik edildiği; diğer 1962, 1959, 3025 ve 1343 parsel sayılı taşınmazları ise, davalıların farklı tarihli akitlerle üçüncü kişilerden satış suretiyle edindikleri anlaşılmaktadır.Davacı, miras bırakan ...’in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 14 parça taşınmazını oğlu davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, satışların bedelsiz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile muris adına tescil isteği ile eldeki davayı açmış, yargılama sırasında talebini miras payı oranında tapu iptali ve tescil olarak açıklamıştır.Mahkemece, çekişme konusu 524, 574, 2320, 2537, 2558, 1345 ve 1964 parsel sayılı taşınmazların miras bırakan tarafından davalılara temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek anılan parseller bakımından yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğu gibi, keşfen taşınmazların değeri belirlenmediğinden dava dilekçesinde belirtilen değere göre harç ve vekalet ücretinin de hüküm altına alınmasında ve 1962, 1959, 3025 ve 1343 parsel sayılı taşınmazların ise miras bırakan tarafından davalılara temlikinin söz konusu olmadığı, davalıların bu taşınmazları üçüncü kişilerden edindikleri belirlenerek bu parseller bakımından da davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Davalının tüm, davacının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; yukarıda açıklandığı şekilde dava konusu 3072 parsel sayılı taşınmazın miras bırakanın oğlu davalı ... tarafından vekil sıfatıyla dava dışı ... ...’a 1991 yılında temlikinin yapıldığı, daha sonra 1994 yılından bu sefer davalı ...i’nin ... ...’ın vekili olarak anılan taşınmazı kardeşi davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, taşınmazı devre rağmen murisin ölene kadar kullandığı, davacının murisin ölen oğlu ...’den olan yıllardır görüşmediği torunu, davalıların ise erkek çoçukları olduğu, oğlu davalı ... ile oturan murisin mal satmaya ihtiyacı bulunmadığı görülmektedir.O halde, 3072 parsel sayılı taşınmaz bakımından da temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği açıktır.Diğer taraftan; dava konusu 3664 ve 3666 parsel sayılı taşınmazların ifraz öncesi tedavüllü tapu kayıtları dosyada bulunmamaktadır. Dolayısıyla anılan taşınmazların murisle ilgisi olup olmadığı belli değildir.Bu durumda, çekişme konusu 3664 ve 3666 parsel sayılı taşınmazların ilk tesisinden itibaren tedavüllü kayıtlarının getirtilmesi, murisle ilgisinin olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.