Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14567 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12834 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: MANİSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 05/12/2011NUMARASI: 2011/44-2011/407Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden ve noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; çekişme konusu 1893 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümün kayden davacıya ait olduğu, davalının bayii olup, 21.11.2008 tarihinde taşınmazı satış suretiyle davacı bankaya devrettiği, ardından taraflar arasında 13.04.2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, davacının sözleşmede belirtilen koşullarda anılan taşınmazı daval??ya satmayı vaadettiği, aynı tarihte yerin davalıya teslim edildiği, ancak, sözleşme koşullarını davalının yerine getirmemesi nedeniyle davacı tarafından 01.12.2009 tarihinde gönderilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamı ile, davalının dava konusu taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile satın almasına rağmen satış bedelini sözleşmede kararlaştırılan koşullarda ödemediği, davacının tek taraflı olarak anılan sözleşmeyi feshettiği, feshin davalıya ihtarname keşide edilmesi suretiyle bildirildiği, bu tarihten itibaren davalının taşınmazı haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullandığı belirlenerek yazılı olduğu üzere elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, elatılan yerin bedeli ile hükmedilen ecrimisil ve sözleşmede kararlaştırılan kullanım bedelleri üzerinden ve yargılama sırasında harcı ikmal olunan değerden davacı yararına vekalet ücreti takdiride doğrudur. Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının ve davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasındaki ihtilafın 13.04.2009 tarihinde tanzim ettikleri gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.Dava konusu edilen 4 nolu bağımsız bölünün satışına dair davacı ve davalı arasında imzalanan 13.04.2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 5. maddesinde, “….satıcı sözleşmeyi feshederse alıcı taşınmazın zilyetliğini teslim aldığı tarihten başlamak üzere tahliye edeceği tarihe kadar geçen süreler için aylık 480,00 TL kullanım bedelini satıcıya ödeyecektir” şeklinde hükme yer verdiklerine göre, taraflar arasındaki sözleşmenin bu hükmü gözetilerek kullanım bedeli ve ecrimisil hesabı yapılması gerektiğinde kuşku yoktur.Diğer taraftan, hükmün 2. bendinde, asıl alacak ve faiz miktarları belirlendikten sonra faize faiz yürütecek şekilde yeniden asıl alacağa tahsil tarihine kadar % 60 temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiş olması da isabetsizdir.Davacının ve davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.