MAHKEMESİ : İZMİR 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/03/2013NUMARASI : 2013/61-2013/110Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, ecrimisile konu taşınmazda davalının kiracı sıfatıyla bulunduğu, işgalci olmadığı, yaptığı zaruri ve değer artırıcı masrafların talep edilebilecek ecrimisilden fazla olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 2148 m2 olan arsa vasıflı 8662 ada 10 parsel sayılı taşınmazda davacıların dava dışı kişilerle birlikte paydaş oldukları, davalının ise kayıtla ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacılar, sözkonusu taşınmazın 900 m2'lik bölümünü uzun zamandan beridir davalının haksız yere işgal ederek ticari faaliyette bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 1.000.-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı; kullandığı bölümü, taşınmazın o dönem ki paydaşlarından olan E.D.'dan 01.05.2005 başlangıç tarihli 10 yıllık yazılı kira sözleşmesi ile kiraladığını, E.'a yapılan ödemeler sebebi ile kira borcunun da bulunmadığını, geçen süre zarfında da davacıların bir talep ve uyarılarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Bilindiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, kayıt malikinin, kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir. Ancak, davalının, dava konusu taşınmazı geçerli bir kira sözleşmesine istinaden kullanması durumunda haksız işgalden söz edilemez. Ne var ki; Türk Medeni Kanununun 691. maddesi hükmü ve 06.05.1955 tarihli, 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, paylı mülkiyete konu taşınmazlarda, pay ve paydaş çoğunluğunca yapılmayan kira sözleşmelerinin geçerli olmayacağı kuşkusuzdur.Somut olaya gelince, davalının çekişmeye konu yeri kiraladığı E.D.'ın taşınmazda malik olmadığı, bu şahsın pay ve paydaş çoğunluğunu teşkil edecek şekilde diğer paydaşlardan aldığı vekaletnamelere dayanarak dava konusu yeri kiraya verdiğinin de ortaya konulamadığı, öte yandan sunulan 01.05.2005 başlangıç tarihli yazılı kira aktinde davacıların imzalarının yeralmaması sebebi ile davacıları da bağlamayacağı tartışmasızdır. O halde, davalının haksız işgalci olduğu ve ecrimisilden sorumlu olacağı açıktır. Hal böyle olunca; çekişmeli kısımdaki imalatların sonradan davalı tarafından yapıldığı ve taşınmazın boş arsa vasfında olduğu gözetilmek suretiyle ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacılar vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.