MAHKEMESİ: KARAMAN SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/02/2013NUMARASI: 2010/679-2013/169Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ve davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacılar, 1282 parsel sayılı taşınmazın muris babalarından intikal ettiğini, 1283 parsel maliki davalının kendilerine ait 1282 parsel sayılı taşınmazın 3.000 metrekarelik bölümüne ağaç dikerek müdahale ettiğini, davalıya ihtarname gönderdiklerini, buna rağmen davalının tecavüzüne son vermediğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Davalı; Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1986/660 Esas, 1990/722 Karar sayılı ilamı ile 1282 nolu parselden 3.000 metrekare alınarak 1283 nolu parsele iade edildiğini, kendisine ait 1283 nolu parselin yüzölçümünün bu karar ile 7.200 metrekare olduğunu, mahkeme kararı ile taşınmazın yüzölçümünün 7.200 metrekare olarak tespit ve tescil edildikten sonra satın aldığını, mahkeme kararının hatalı dahi olsa herkesi bağlayıcı olduğu belirterek davanın reddini savunmuştur.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 1282 parsel sayılı taşınmazın kayden davacılar mirasbırakanına ait olduğu, komşu 1283 sayılı parselin ise davalı adına sicil kaydının olduğu anlaşılmaktadır.Gerçekten de; Karaman Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1986/660 Esas, 1990/722 Karar sayılı dava dosyasında davalıya ait 1283 parsel sayılı taşınmazın önceki maliki Abdullah Aydoğdu tarafından 22.09.1988 tarihinde, Tapu Müdürlüğü ile Madenşehri Köyü Muhtarlığına karşı miktar tashihi davası açıldığı,mahkemece 1283 parsel nolu taşınmazın bilirkişi krokisindeki açıklamalar nazara alınarak yüzölçümünün 7.200 metrekare olarak tashihine ve tapuya yüzölçümünün bu şekilde kayıt ve tesciline karar verildiği, fakat bu artırımın hangi taşınmazdan alındığının belirtilmediği ve 1282 parselin miktarının ise kadastroca tespit edilen değerde kaldığı, mahkemenin ara kararı ile 1283 parselin bitişiğindeki davacıların mirasen malik olduğu 1282 parsel maliklerinin davaya dahil edildiği, 1282 parsel ile ilgili bir iptal kararının verilmediği ve 1282 parsel maliklerine karar tebliğinin yapılmadığı bu haliyle kararın kesinleştiği, davalıya ait olan taşınmazın tapu kayıtları bu ilamla 7200 m² miktarlı olduğu fakat davacılar taşınmazının miktarının ise kadastro tespitinde olduğu gibi 8100 m² olarak göründüğü anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, önceki kararın davacılara tebliğ edilmediği ve krokinin değişmediği dikkate alındığında ve davacıların, TMK 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkı bulunduğuna, çap iptale kadar geçerli olduğuna göre, kayda üstünlük tanınmak suretiyle iyiniyetli olmayan davalının haksız işgali nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin haklı olduğu kuşkusuzdur.Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, davalının malik olduğu 1283 nolu parselin 1282 nolu parsele tecavüzlü olduğu, dava edilen 3000 metrekarelik bölümü davalının ağaç dikmek suretiyle kullanıldığı belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olması doğrudur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir,reddine.Davacıların temyiz itirazlarına gelince; davalının iyiniyetli olmadığı belirlendiğine göre; yıkım masraflarına davalının katlanması gerektiğinin düşünülmemesi, mahkemece depo ettirilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, tüm yargılama masraflarının davacılar üzerinde bırakılması ve lehlerine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.