MAHKEMESİ: NEVŞEHİR 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/06/2007NUMARASI: 2005/104-2007/364Taraflar arasında görülen davada;Davacı, torununun gelini olan davalıya 330 parsel sayılı taşınmazını devrettiğini, bu arada yaşlılığından tecrübesizliğinden ve iyiniyetinden istifade edilerek dava konusu 1899 parsel sayılı taşınmazının gerçek değerinin onda biri fiyatına davalıya satıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, taşınmazı tapuda resmi olarak yapılan satış akti ile aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, hile nedeniyle davanın kabulü ile tapunun iptal ve tesciline karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteğinin değerden ve tebliğ giderleri yatırılmadığından reddiyle gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacıya ait 330 parsel sayılı kargir ev ve arsa niteliğindeki taşınmazla 1899 sayılı taşınmazın 10.9.2003 tarihli akitle davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacı, dava dilekçesinde iddiasını aynen; " Ben yaşlı, kulağı ağır duyan 70 yaşını aşmış durumdayım. Tapuda yapılan bu satış işlemlerini iyice kavrayamadım. Ben, o tarihte gayrimenkulün gerçek değerini bilmediğim gibi yaşımın gereği de tecrübesizdim. Davalı, benim saflığımdan ve tecrübesizliğimden ve iyiniyetimden yararlanarak bu işlemleri yaptırmış, taşınmazın satış bedelini de ödememiştir" şeklinde açıklamıştır.Oysa, mahkemece, hukuki niteleme hile olduğu kabul edilerek, kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, HUMK'nun 74, 76. maddeleri uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuksal nitelemeyi yapmak ve ona uygulanacak yasal düzenlemeyi tayin ve tespit etmek hakime aittir. O halde, yukarıda değinildiği üzere dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle, olayda hile değil, gabin hukuksal nedenine dayanıldığı kabul edilmelidir.Bilindiği üzere; sözleşmenin gabin nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki nisbetsizliğin, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek,istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmağa, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış Borçlar Kanunun 21. maddesi ile aynen"bir akitte ivazlar arasında açık bir nisbetsizlik bulunduğu takdirde eğer gabin mutazarrırın muzayaka halinde bulunmasından veya hiffetinden yahut tecrübesizliğinden istifade suretiyle vukua getirilmiş ise mutazarrır bir sene zarfında akti feshettiğini beyan ederek verdiği şeyi geri alabilir" hükmü getirilmiştir. O halde, gabin den söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı nisbetsizlik yanında bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik(hafiflik ) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki subjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene),sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı verir. Hemen belirtmek gerekirki gabin davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur isbatlandığı takdirde mutazarrırın kişiligi, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü pisikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani subjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir. Somut olaya gelince; taşınmazların temliki 10.9.2003 tarihinde yapılmış olup, eldeki dava 22.3.2005 tarihinde açılmıştır. Hukuku yapısı yukarıda açıklanan ve Borçlar Kanununun 21.maddesinde gabin hukuksal nedeni yönünden öngörülen -1- yılık sürenin hak düşürücü süre olduğu ve davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan, sürenin başlangının da akit tarihi olduğu kuşkusuzdur.Öyleyse, davanın süresinde açıldığı söylenemez.Hal böyle olunca; hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere davanın kabul edilmiş olması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.2.2008 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi. -KARŞI OY YAZISI-Dava ve temyiz konusu 1899 parsel sayılı 44900 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ile 376 m2 kargir ev cinsindeki taşınmazını, davacı aynı akitle ( 10.9.2003 tarihli) erkek torununun eşi 1977 doğumlu İlknur'a satmıştır. Davacı, özellikle 1899 sayılı parselin hile ile davalıya intikalinin sağlandığını ileri sürerek, bu parselle ilgili tapunun iptali ve adına tescilini istemektedir.Özellikle, taşınmazın resmi akit tarihinde gösterilen değeri ( bir milyar) ile gerçek değeri (senelik kira geliri beş milyar, toplam değeri yüzyirmimilyar T.L.) oranında açık ve aşırı oransızlık bulunduğu, bütün geçimini bu tarladan elde eden ve başkada önemli bir geliri bulunmayan davacının bu taşınmazını satması için haklı ve inandırıcı bir sebep bulunmadığı gibi, ev kadını olan davalının da bu değerde ve büyüklükteki taşınmazı alacak bir gelire sahip olmadığı, adli tıp raporuna göre ehliyetli olduğu belirlenen davacının yaşı ve tahsil durumu nedeniyle kandırılmaya müsait olduğu, davalının akraba olması sebebiyle kendisine güven duyduğunu, aynı akitle başka bir taşınmazı da davalıya vermiş, bu nedenle iradesinin bölünemeyeceği gibi bir düşünce ortaya çıksa bile yukarıda da açıklandığı gibi davacının tapuda yapılan intikal işlemini idrak edecek bir yapıya sahip olmadığı, davalının ıttıla ( durumu öğrendiği) tarihten itibarende bir yıllık süre içinde davasını açtığı, dinlenentanık anlatımlarına göre de, davacının bu taşınmazın kirası ile geçindiğini, satışın hiçkimse tarafından duyulmadığı anlaşılmaktadır. Böylece, davacının hile yoluyla dava konusu taşınmazını davalıya temlik ettiği sonucuna varılmaktadır.Yukarıda açıklanan ve mahkemece gösterilen gerekçelere göre hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN DAVA • YETKİLİ MAHKEME İFA YERİ
(...Davacı, davalının talebi üzerine davalıya 250.000 TL borç para verdiğini, aylık 11.250 dolar faizin düzenli ödenmesi, ana paranın ise 4 ay içinde ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davalının ilk ay faizi ödemesine rağmen sonrasını ödemediğini belirterek fazlası saklı kalmak üzere 50.000 TLnin ta
TEMYİZ HARCI • NİSBİ HARCA TABİ DAVA MAKTU HARCA TABİ DAVA
Taraflar arasındaki “fazla mesai alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muratlı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 16.09.2010 gün ve 2009/61 E., 2010/224 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin
Şikayet reddedilse de icra mahkemesinin tedbir kararı HMK 397/2 maddesi gereğince aksi belirtilmediği sürece karar kesinleşene kadar devam eder.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunu
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?