Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14464 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9899 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2012/318-2013/498Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalılar vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ecrimisile konu, arsa vasıflı ..ada . parsel sayılı taşınmazda davacının, davalılar M. N. ve A. Ş. ile birlikte paydaş oldukları, davalı M. Nazmi'nin aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, taşınmazın tamamını sera ve çiçekçilik yaparak davalıların kullandıklarını ve tasarruf etmesine izin vermediklerini, noter kanalı ile 18.08.2010 tarihinde ihtarname gönderdiği halde ecrimisil ödemediklerini ileri sürerek 01.07.2010 tarihinden itibaren şimdilik aylık 1.500.-TL'den olmak üzere 27 aylık toplam 40.500.-TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istekli eldeki davayı açmış, davalılar vekili ise, davalı A. Ş.'in 90 yaşında ev hanımı hasta bir kadın olduğunu, davalı M. N.'nin ise seracılık işini kendi adına değil hissedarı olduğu davalı firma adına yaptığını, anılan davalılar yönünden husumet ve sıfat yokluğundan davanın reddi gerektiğini, taşınmazı işgal edenin davalı şirket olduğunu, şirkete bir ihtar da yapılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, davanın kabul edilecek olması halinde ise şirket yönünden aylık 1.500.-TL istemin nazara alınarak karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davalı şirketin diğer davalılardan bağımsız tüzel kişiliğe sahip olması sebebi ile şirketin doğrudan husumetinin olmayacağı, diğer davalıların ise çekişme konusu taşınmazda paydaş olup, davacıya yer satan kimseler olarak yeri teslim etmekte geciktiklerinden ecrimisil istenebileceği gerekçesi ile davalı şirket yönünden davanın husumet nedeni ile reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; ecrimisil, kötüniyetli zilyetin taşınmaz malikine ödemek zorunda olduğu bir bedeldir. Öte yandan; taşınmaza müdahale edenin üçüncü kişi olduğunun belirlenmesi halinde, üçüncü kişinin intifadan men edilmesine gerek yoktur. Somut olaya gelince, ayrı bir tüzelkişiliğe sahip olan şirket aleyhine dava açılmasına engel bulunmadığı gibi, taşınmazda paydaş olmayan ve üçüncü kişi konumunda bulunan davalı şirketin intifadan men edilmesine de gerek bulunmamaktadır. O halde; davalılar vekilinin cevap dilekçesindeki ve aşamalardaki; '' taşınmazı davalı şirketin işgal ettiği, sera ve çiçekçilik faaliyetini şirketin yürüttüğü '' yönündeki ikrar niteliğindeki savunmaları karşısında taşınmazı davalı şirketin kullanarak tasarruf ettiği ve haksız işgal tazminatı olan ecrimisilden davalı paydaşlar yerine davalı şirketin sorumlu tutulması gerektiği açıktır.Hâl böyle olunca, davalı şirket yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden ise reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de; taşınmazın tamamı üzerinden ecrimisil hesabı yapıldıktan sonra davacının payına isabet edecek ecrimisilin bulunması, ondan sonra bu miktarın davacının payına karşılık istediği aylık 1.500.-TL tazminat miktarını geçip geçmediğinin belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile mahkemece hatalı hesaplama yapılarak ecrimisilin hüküm altına alınmış olması da doğru değildir.Davacı vekili ile davalılar vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.