MAHKEMESİ: BODRUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/12/2012NUMARASI: 2011/72-2012/488Yanlar arasında görülen itirazın iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, ecrimisil alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, çekişmeli yerin muvafakata dayalı olarak kullandığı,dolayısıyla davalının iyiniyetli zilyet olması nedeniyle ecrimisil istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamakla beraber bir dönem ikamet etmek ve halen eşyalarını bulundurmak suretiyle çekişmeli bağımsız bölümü kullandığı, davalının, davacının vekili olduğu,vekillik ilişkisi nedeniyle davacının verdiği izne dayalı olarak davalının çekişmeli yeri kullandığı,ancak müvekkil vekil ilişkisinde tarafların aralarının açılması nedeniyle davacının çekişmeli yeri daval??nın kullanmasına muvafakatını geri aldığı, bu nedenle taşınmazı davalının terk etmesi ve ecrimisil ödemesi için davacının ihtar göndermesine rağmen davalının tasarrufunu sürdürdüğü anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayıt maliki olup, Türk Medeni Kanunun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmaktadır.Taraflar arasında bir kira ilişkisi de bulunmamaktadır. Esasen davalının, davacının verdiği muvafakata dayalı olarak taşınmazı tasarruf ettiği dosya kapsamı ile sabittir.Ancak, davacı davalıya noter kanalıyla ihtar (uyarı) göndermek suretiyle taşınmazı boşaltmasını ve ecrimisil ödemesini istediği dolayısıyla muvafakatını geri aldığı sabittir.O halde,davalının ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söylenemez. Hal böyle olunca; davacının, davalıya gönderdiği 01.12.2010 keşide tarihli ihtarnamenin 02.12.2010 tebliğ tarihi gözetilmek suretiyle 10.01.2011 olan takip tarihine kadar belirlenecek ecrimisil miktarına göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.