Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14450 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16319 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ :TAPU KAYDINDA DÜZELTİMTaraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; - KARAR-Dava tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.Davacı, 49, 50 ve 53 parsel sayılı taşınmazların murisi ..........'ya ait olduğunu ancak, tapu kayıtlarında murisinin isminin ...... oğlu ......... olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarında “...... oğlu .........” olan kaydın “...... oğlu ..........” olarak düzeltilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının düzeltim amacıyla idareye başvurduğu, ancak idarenin ret kararına karşı itiraz yoluna gitmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının eldeki davayı açmadan önce 17/12/2014 tarihinde Tapu Müdürlüğü’ne başvurduğu, Müdürlükçe yapılan incelemede, ölü ...... oğlu ......... mirasçılarının hak sahibi olduklarına yönelik kimlik bilgilerinin tespitinin yapılamadığı gerekçesiyle isteğin reddedildiği, dava konusu 49, 50 ve 53 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının, 31/12/1971 tarihinde hükmen tescil ile oluştuğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere Tapu Sicil Tüzüğü'nün 75. maddesi; "(1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine; a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflı ilmühaber,b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir.(2) Zeminde inceleme, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılır ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenlenir. Zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinlenir; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkralar uygulanır.(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur." düzenlemesini içermek suretiyle İdare tarafından yapılacak düzeltmeleri kadastro çalışmalarından kaynaklı hatalar ile sınırlandırmıştır.Öte yandan, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2014/3 (1755) sayılı genelgesinde, “..kadastro veya tapulama mahkemeleri tarafından taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesi nedeniyle hükmen tescil edilmiş kayıtlar üzerindeki hatalar ve eksiklikler kadastro çalışmalarından kaynaklanmış olarak değerlendirilir. Bu mahkemelerce verilen kararlarda kadastro ve tapulama tespitinden farklı hüküm oluşturulması ile başka mahkemeler tarafından verilen kararlar gereği tescil edilen kayıtların düzeltilmesinin..” idari düzeltme sınırları dışında olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, hükmen tescile esas mahkeme kararının tapu müdürlüğünün göndermiş olduğu evraklar içerisinde bulunmadığı, hükmen tescile esas olan Erzincan Tapulama Mahkemesinin 1954/2516 esas, 1970/119 karar sayılı ilamının temyiz dilekçesi ekinde davacı tarafından sunulduğu, adı geçen kararın incelenmesinde, tespit ve komisyon kararlarının iptal edildiği, başka bir deyişle tespit gibi tescil hükmü kurulmadığı görülmektedir.Bu durumda, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 75. maddesi uyarınca Tapu Müdürlüğüne yüklenen görev ve yetkinin yerine getirilme olanağının bulunmadığı açıktır. Hâl böyle olunca, davacının iddiası doğrultusunda deliller toplanıp gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre işin esasına ilişkin karar verilmesi gerekirken, tapu idaresinin 25/12/2014 tarih, 3284 sayılı ret kararına karşı 15 gün içerisinde itiraz yoluna başvurmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.