Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14449 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6558 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/01/2014NUMARASI : 2013/483-2014/4Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil veya tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ve karşı temyiz eden davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkin olup, mahkemece, 6100 sayılı HMK.nın hükümleri uygulanmak suretiyle kesin süre içinde keşif gider avansı yatırılmamış olduğundan HMK.nın 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bilindiği gibi, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.'nın 114. maddesi dava şartlarını düzenlemiş, 114/g maddesinde gider avansının yatırılmış olmasını dava şartı olarak tanımlamış, 115/2. maddesinde dava şartının yokluğu halinde izlenecek yol gösterilmiş, 120. maddesi ile gider avansına ilişkin düzenlemeler getirilmiş, 324. maddesi ile de delil ikamesi için avans düzenlemesine ve burada belirtilen avansın yatırılmaması halinde delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı öngörülmüştür.HMK'nun 120. maddesine göre, davacının daha işin başında dava açılırken maddenin gerekçesinde de açıkça ifade edildiği üzere, ileride yapılacak her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın dava şartı olarak yatırılması zorunluluğu ifade edilmiştir. Yine gerekçede, bu düzenlemeyle gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir. 3 Nisan 2012 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunun Yönetmeliğinin 45. maddesinde aynı hususlar açıklanmıştır. Yine 30 Eylül 2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin zaman bakımından uygulama başlıklı 6. maddesi " bu tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla gider avansının ikmal ettirileceği ifade edilmiştir.Açıklanan bu yasal mevzuat karşısında somut olay incelendiğinde, davanın 25.10.2013 tarihinde tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğiyle açıldığı, dava dilekçesinde 10.000,00 TL değer gösterilerek 170.80 TL. nispi harçla birlikte 130,00 TL gider avansı alındığı, davalının 29.11.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde, tapu iptali istenen taşınmazın Yeşilköy’de bir daire olup, dava değerinin çok küçük gösterildiğini, eksik harcın tamamlanması gerektiği belirterek dava değerine itiraz ettiği, mahkemece 25.10.2013 tarihinde düzenlenen tensip tutanağı ile 15. bentte, mahallinde yapılacak keşif için 500. TL bilirkişi ücreti, 100,00 TL araç ücreti, 170.80 TL mahkeme yasal yolluğu olmak üzere toplam 770,80 TL keşif avansının bu tensip tutanağının tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarınca mahkeme veznesine yatırılmasına karar verildiği, anılan tensip tutanağını davacı tarafın 15.11.2013 tarihinde tebliğ aldığı, daha sonra mahkemece, tensip tutanağı ara kararların yerine getirilip getirilmediğinin denetimi bakımından dosya ele alınarak 17.01.2014 tarihinde kesin süre içerisinde keşif gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle HMK'nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildiği görülmektedir.Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda açıklanan yasal hükümler gereğince, verilen süre içinde gider avansının yatırılmamış olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.Ne varki, somut olayda, mahkemece verilen kesin sürenin, HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen gider avansına ilişkin olmayıp HMK'nın 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesine ilişkin olduğu açıktır.Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun 324. maddesi kapsamında değerlendirme yapılması ve işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan 6100 sayılı yasanın 114 ve 120. maddesinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası bakımından şimdilik inceleme yapılmasına yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.