Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14443 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9671 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : YALOVA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/11/2013NUMARASI : 2012/175-2013/591Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Yusuf tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Yusuf tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, mirasbırakan N. M.’in maliki olduğu ..ada . parseldeki daireler ile .. ada .. parseldeki .. nolu bağımsız bölümü davalıların bizzat kullanmak ve bir kısım yerleri de kiraya vermek suretiyle murisin 2000 yılında ölümünden itibaren tasarruf ettiklerini, paylarının ödenmesini istedikleri halde kira gelirinden yıllardır kendilerine bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek son 5 yıl için 9/16 paylarına isabet eden 20.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile tahsili isteğiyle eldeki davayı açmışlardır.Davalılar, dava konusu taşınmazları davacıların rızası dahilinde kullandıklarını, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, istenen ecrimisilin fahiş bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların taraflar arasında paylı mülkiyet üzere olduğu, davalılar tarafından kullanılan taşınmazlardan kiraya verilmek suretiyle gelir elde edildiği, tanık beyanlarına göre kira bedellerini davalı Ahmet’in aldığı ve yargılama sırasında anılan davalının öldüğü, bilirkişi raporu ile belirlenen davalılar hissesine düşen ecrimisilden davalı Ahmet’ten miras payı olarak intikal edecek değerden davalı Yusuf’un sorumlu olacağı, davalı Yusuf hakkında açılan davanın ise kira bedeli almadığından reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; mirasbırakan N.M.’in 04.12.1999 tarihinde ölümü ile çekişme konusu 2857 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile ..ada .. parsel sayılı taşınmazlarda davacılar ve davalı Yusuf’un 2000 yılından itibaren intikal suretiyle paydaş oldukları, dava dışı Kadir Ilgaz’ın da her iki taşınmazda payının bulunduğu, davalı Ahmet’in ise aynı şekilde paydaş iken her iki taşınmazdaki payını dava tarihinden önce 14.11.2008 tarihinde dava dışı paydaş Kadir’e bağış suretiyle temlik ettiği, daha sonra davalı Ahmet’in yargılama sırasında 31.08.2012 tarihinde ölümü ile çocukları olan davacılar ile davalı Yusuf mirasçı kaldıkları anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, mahallinde yapılan keşif sonucu elde edilen bilirkişi raporu ile, çekişme konusu..ada .. parsel sayılı taşınmazın arsa vasıflı olmakla birlikte üzerinde iki katlı bina olduğu, anılan binada zeminde 3 daire, üst katta ise bir daire bulunduğu, davalı Ahmet’in üst kattaki daireyi oturmak suretiyle kullandığı, zemin kat dükkanların ise kiraya verildiği, bir kısım tanık beyanlarına göre kira paralarını davalı Ahmet’in aldığı, diğer çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki ..nolu bağımsız bölümü ise davalı Yusuf’un ikamet olarak kullandığı, davacıların, ..ada .. parsel sayılı taşınmazda ..daire olup bilirkişice bir dairenin raporda gösterilmediği, ecrimisil hesabının hatalı bulunduğu, davalıların ise hatalı hesap ile fazla ecrimisil belirlendiği yönünde rapora itiraz ettikleri görülmektedir.Diğer taraftan, davacıların taşınmazlardan faydalanma taleplerini davalılara bildirdikleri halde davalıların taşınmazları kullanmalarına, gelirinden istifade etmelerine engel olduklarını iddia ettikleri halde mahkemece, intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda bir araştırma yapılmadığı, bu yönde davacı tanıklarının dinlenmediği anlaşılmaktadır.Bilindiği gibi, intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, davacıların intifadan men bakımından delillerinin toplanması, tanık deliline dayandığına göre tanıklarının dinlenmesi, ayrıca kira bedellerini kimin aldığının açıklığa kavuşturulması, davalı tanık beyanları ile çelişki oluştuğu taktirde mevcut çelişkinin de giderilmesi, öte yandan, dava konusu .. ada .. parselde tam olarak kaç daire ve dükkan olduğunun belirlenerek, taşınmazların miktarı ve niteliklerinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre koşulları oluştuğunda usulüne uygun şekilde belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek kendi içinde çelişen gerekçe ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.