MAHKEMESİ : ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/04/2012NUMARASI : 2006/136-2012/212Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı Z.adına kayıtlı bulunan ve 25.5.1992 tarihinde imar uygulaması sonucu oluşan 2 parsel sayılı çekişme konusu taşınmaza davalıların yapılanmak suretiyle müdahale ettikleri ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Elatmanın önlenmesi ve yıkımı istenen binalar ile ilgili olarak tahsis belgesi verilen, dava dışı kişilerce taşınmazın davalılar M.ve H.’e devredildiği, sözü edilen binaların imar işleminden önce yapıldığı ve tapu tahsis belgesinden kaynaklanan hakkın binayı takip ettiği gözetilerek, kaim bedel karşılığı elatmanın önlenmesi ile yıkıma ve ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davacının bu hususlara yönelik temyiz itirazı yerinde değildir, Reddine, Davalılar N.ve G.’ın temyiz itirazına gelince, anılan davalılar temyiz aşamasında murislerine verilen tahsis belgesine dayanmışlar ve 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi hükmünün lehlerine uygulanması gerektiğini savunmuşlardır. Anılan uygulama kamu hukukunu ilgilendirdiğinden, değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki mahkemece bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, davalılar N. ve G. yönünden, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulanması koşullarının bulunup bulunmadığının irdelenip değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır. Davalılar M.ve H.’in temyiz itirazına gelince, imar uygulaması sonucu, yapının haksız veya taşkın durum yaratması, kamusal bir tasarrufun sonucu olup, tecavüzlü durumun yapıyı yapan kişinin iradesi dışında meydana gelmesi nedeniyle davanın açılmasına sebebiye verdikleri söylenemez. O halde, taşkın yapıyı kullananın kötü niyetli sayılamayacağı ve kendisine kusur izafe edilemeyeceği gözetildiğinde yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı açık olup, anılan hususun gözardı edilmiş olması da isabetsizdir. Davalılar N. G. H. ve M.’in temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.