Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14430 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22040 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : ANKARA 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/06/2013NUMARASI : 2012/17-2013/398 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, paydaşlar arasında çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne yıkım isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile çekişme konusu 5 parsel sayılı taşınmazın davacı Mehmet ve diğer davacıların miras bırakanı Yadigar ile davalı ve dava dışı kişiler adına arsa cinsi ile paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalının taşınmazın tamamına fabrika binası inşa ettiği saptanmak suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine; Davacının temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği ve TMK'nun 692. maddesinde düzenlendiği üzere "Paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan işlere girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Somut olaya gelince; davalı paydaşın çekişme konusu taşınmazın tümünü kapsar hatta komşu 4 sayılı parsele taşkın biçimde fabrika binası yaparak taşınmazı kullandığı saptanmıştır. Bu durumda davalının, TMK'nun 692/1. maddesi uyarınca taşınmazın niteliğini ve kullanım tarzını; yani özgülendiği amacı değiştirecek bir davranışta bulunmasının yasal korunmaya mazhar olduğu söylenemeyeceği gibi, davalının keşfen belirlenen tasarruf şeklinin davacıların çekişmeli taşınmazdaki mülkiyet hakkını kısıtladığı, davacıların kullanabileceği bir yerin kalmadığı ve taşınmazdan yaralanmadığı açıktır.Hâl böyle olunca, yıkım isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.