MAHKEMESİ : ÇORLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/01/2012NUMARASI : 2001/32-2012/14Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu kayıtlarının eski haline getirilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacı sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 45 parsel sayılı taşınmazın 13.02.1958 tarihinde Kadastroca A. E. H. ve A. adlarına tescil edildiği, 25.12.1996 tarihinde tashih, intikal ve aynı tarihte davalı K. C. adına satış işlemine konu edildiği, davacı Tapu Sicil Müdürlüğü’nün çekişme konusu taşınmazda intikal ve satış işlemlerinin sahte belge ve vekaletnamelerle gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, anılan işlemler ile ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesine 2003/146 Esas sayılı ceza davası açıldığı ve karara bağlanan dosyanın temyiz aşamasında olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, işlemlerin sahte nüfus cüzdanı ve sahte vekaletname düzenlemek suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürüp, Türk Medeni Kanununun 1007.maddesine dayanarak eldeki davayı açmıştır.Herne kadar, tapu iptal ve tescil isteme hakkı kayıt maliki veya onun mirasçılarına ait ise de; Hazinenin Türk Medeni Kanununun 1007.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olması nedeniyle, eldeki davayı açmakta hukuki yararının da bulunduğu kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davacı Tapu Sicil Müdürlüğünün davada aktif husumet ehliyeti bulunduğu gözetilerek, taraflara ait tüm delillerinin toplanması, ondan sonra işin esası yönünden karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan, davalılardan N.S. yargılama sırasında öldüğü halde mahkemece usuli işlemler ikmal edilmeksizin yargılamaya devam edilmiş olması da isabetsizdir.Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.