Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14394 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12735 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 2889 parsel sayılı taşınmazın bedelini kendisi ödediği halde davalı ile 1/2'şer paylı olarak adlarına tescil edildiğini, davalının 1/2 payın devrini yapmadığını, ardından kendisinden onay almadan taşınmaza bina ve bahçe yapmak suretiyle müdahale ettiğini, ihtar göndermesine rağmen taşınmazın tamamına davalı tecavüzünün devam ettiği gibi kendisine payına karşılık bir bedel de ödenmediğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve 5.000,00 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı, dava konusu taşınmazı davacı ile ortak edindiklerini, taşınmaza bina ve bahçeyi davacının bilgisi ve muvafakati ile yaptığını, aralarında ihtilaf çıkıncaya kadar kullanımın rızaya dayalı olduğunu, ihtar ile intifadan menin gerçekleştiğini, ecrimisil isteğinin fahiş olduğunu, zaman aşımının gözetilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın taraflar arasında paylı mülkiyet üzere olduğu, muhtesatların davacının rızası ile yapıldığı, taşınmazı davalının kullanımının ihtar tarihine kadar muvafakate dayalı bulunduğu, 25.11.2011 tarihinde intifadan menin gerçekleştiği, bu tarihten itibaren taşınmazın kira geliri üzerinden hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 2889 parsel sayılı taşınmazda davacının ve davalının paylı mülkiyet üzere malik oldukları, dava dışı paydaşın bulunmadığı, diğer taraftan taşınmazın bulunduğu bölgede 3402 Sayılı yasanın 22-a maddesi uyarınca kadastro yenileme çalışmasının yapıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür. Öte yandan; bilindiği gibi, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Hâl böyle olunca; öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildikten sonra dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro yenileme işleminin sonuçlanıp sonuçlanmadığının tespit edilmesi, sonuçlandı ise, dava konusu 2889 parselin son durumunu ve mülkiyet bilgilerini gösterir çap (tapu) kaydının dosya içine alınması, daha sonra açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, hasıl olacak sonuca göre davadaki istekler bakımından hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.