MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/02/2012NUMARASI: 2004/309-2012/95Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil isteminin reddine, taşınmazın değerinin tahsili isteminin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkin olarak S... E... tarafından açılmış, S...'nın yargılama sırasında ölmesi üzerine, S...'nın terekesine atanan mümessil tarafından dava sürdürülmüştür.Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, bedelinin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, dava konusu 271 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davayı açan Sabiha, dava dışı kardeşi V... ve yine dava dışı H. adlarına 1/3 er paylı olarak kayıtlı olduğu, davacının, 22.05.2003 tarihinde davalı A...'i, çekişme konusu taşınmazdaki payını diğer davalı H...'e dilediği bedel ve şartla satma konusunda vekil tayin ettiği, davacı payı ile davacının kardeşi V. paylarının 26.05.2003 tarihli akitle davalı Hamit'e satış suretiyle temlik edildiği, akte 1/3 pay sahibi V...'nin bizzat katıldığı, diğer 1/3 pay sahibi Hasan'ın da 09.01.2004 tarihinde davalı H.e payını temlik ettiği ve taşınmazın tümüne davalı H.'in malik olduğu, davacının payını akitte 5.000TL ye satmış olduğunun yazılı olduğu, ancak davalı H. tarafından 40.000TL ye alınıldığının savunulduğu, nitekim 40.000TL nin Hamit tarafından vekil A...'e ödendiği, ancak vekilin bu parayı kayıt maliki S...'ya değil, S...'nın kızı N... ve N...'ın eşi E...'e ödediği anlaşılmaktadır.Tüm bu anlatılan olgular karşısında, kayıt maliki S...'nın taşınmazı satma iradesi olduğu, vekilin vekalet görevini kötüye kullanmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda, iptal tescil isteğinin reddedilmesinde isabetsizlik yoktur.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.REDDİNE,Davacı tarafın bedele ilişkin temyiz itirazlarına gelince; vekilin satıştan elde ettiği bedeli kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu kuşkusuzdur. Ne varki, vekilin bedeli kayıt malikine değil, kayıt malikinin kızına ve damadına ödemiş olması onu sorumluluktan kurtarmaz. Bir başka ifadeyle, ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiği söylenemez. Bu durumda, bedelin hüküm altına alınmış olması kural olarak doğrudur. Ancak, bedelinin belirlenmesine ilişkin 14.06.2010 tarihli bilirkişi raporunda aynı yöredeki 160 ada 3 parsel sayılı taşınmazın m² birim fiyatı 437 TL olarak belirtilmiş ve hiçbir açıklama getirilmeden, çekişme konusu taşınmazın m² birim fiyatının 120 TL olarak alınmış ve bu rapora davacı tarafından bu gerekçelerle itiraz edildiği halde mahkemece, bu itiraz değerlendirilmemiştir.Hal böyle olunca,bilirkişilerden ek rapor alınarak, aynı semtteki 2 ayrı taşınmaza neden farklı birim fiyatı tespit edildiğinin ve çekişmeli taşınmaza, emsalden daha düşük bedel belirlenirken buna etken olan nedenlerin açıklattırılması, çekişmeli taşınmazla emsal alınan taşınmaz arasındaki m² birim fiyatları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken değinilen eksikliklere üzerinde durulmamış olması doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerendedir.KABULÜYLE, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.