MAHKEMESİ : ÇUBUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/03/2013NUMARASI : 2010/375-2013/88Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan deilllerden; çekişme konusu arsa nitelikli 665 m2 yüzölçümlü 59 parsel sayılı taşınmazın 331 m2 lik kısmının Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 18.07.1973 tarih ve 1972/440 Esas - 1973/385 Karar sayılı kararı ile kamulaştırıldığı anlaşılmaktadır.Davacılar, 59 parselin davalı Çubuk Belediyesi tarafından kamulaştırılan 331 m2 lik kısmı dışında kalan yerin davalı belediye tarafından yol olarak kullanılması nedeniyle ecrimisil isteği ile eldeki davayı açmışlardır.Nevar ki, mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu bilirkişi raporunda taşınmazın tamamının davalı belediye tarafından yol olarak kullanılmak suretiyle müdahale edildiği saptanmasına rağmen, davacı tarafın emsal kira sözleşmesi ibraz edemedikleri ve varsayıma dayalı hüküm kurulamayacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olaya gelince, her nekadar davacılar tarafından emsal kira sözleşmesi ibraz edilmemiş isede bilirkişiler aracılığı ile yukardaki ilkeler uyarınca araştırma yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Öte yandan, davacılardan R. U. ve S. B. haricindeki diğer davacıların tapu kaydında malik olarak yer almadıkları görülmektedir. Bu durumda davacılar ile kayıt maliki diğer paydaşlar arasındaki ırs ilişkisi araştırılmadan ve davacıların mülkiyet yada kişisel bir hakka dayanıp dayanmadıkları saptanmadan esas hakkında karar verilmiş olmasıda isabetli değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedendenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.