Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14364 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 261 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2012/238-2013/241 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece, davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar, davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi,Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki (7) nolu bağımsız bölümün girişinde bulunması gereken ofisin, davalılar tarafından, ofis giriş kapısının duvarla örülmesi ve arka duvarın kırılması suretiyle mülkiyetlerinde bulunan bağımsız bölüme katılarak kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davacının dairesine veya kullanım alanına bir müdahalelerinin olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece de, yapılan keşif ve alınan bilirkişi heyeti raporuna göre, keşif tarihi itibariyle davalıların davacının taşınmazına herhangi bir müdahalelerinin bulunmadığının belirlendiği, ancak, Çankaya İmar Müdürlüğünün 07/11/2012 tarihli tutanağına göre (9) nolu dairenin ofis alanı duvarının iptal edilerek (7) nolu daire ofis alanının giriş kapısına duvar örüldüğünün; 12/12/2012 tarihli tutanakla da müdahalenin devam ettiğinin tespit edildiği, Çankaya Belediye Encümen'inin 20/12/2010 tarihli kararıyla yıkım kararı verildiği; bu duruma göre, davalıların davacı taşınmazına müdahalelerinin sabit olduğu, dava açıldıktan sonra müdahalenin sona erdirildiği gerekçesiyle, davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, imara aykırılığın giderilmesi belediyenin görev alanında olup, Mahkeme gerekçesinde sözü edilen tutanak ve encümen kararı imara aykırılıkla ilgili olup, davalı taraf, buna ilişkin olarak idare mahkemesinde dava açıldığını bildirmiştir. Eldeki davada, davacının imara aykırılık yönünde bir isteği bulunmayıp, Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesine dayalı olarak istekte bulunduğu açıktır. Bilindiği üzere, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istekli davaların konusunu haksız eyleme dayalı tasarrufların oluşturduğu kuşkuzdur. Eylem kimin tarafından yapılırsa, davanın ona yönelik olarak açılması ve sonucundan onun sorumlu tutulması asıldır. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi ve HMK'nun 190/1. maddesi uyarınca davacı iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosya içeriğinden ve toplanan dellilerden; dava konusu .. ada ..parsel sayılı taşınmazda ki; 2. kat (7) nolu bağımsız bölümün davacı Ertan adına; 2. kat (9 )nolu bağımsız bölümün ise davalı İlkim adına kayıtlı olduğu; keşfe dayalı olarak düzenlenen 30/01/2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, ( 9 ) nolu daire kapsamında bulunan ve davalı tarafından kullanılan ofisin ölçülerinin mimari projesindeki ölçülerle örtüştüğü, (7) nolu daireye ait ofis kapısının, mimari projesine göre yapılması gerekirken yapılmamış olduğu, kapı alanına gelen kısımların duvar örülmüş olduğu; davacının ofisinin mimari projesinde olduğu gibi yerinde durduğu, ( 9) nolu bağımsız bölüm maliklerince (7) nolu dairenin kapalı durumda olan ofis mahalline bir müdahalesinin olmadığının tespit edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. O halde, davacının ofisinin mimari projesinde olduğu gibi yerinde durduğu, (9)nolu bağımsız bölüm malikince, davacının maliki olduğu (7) nolu dairenin kapalı durumda olan ofis mahalline bir müdahalesinin olmadığı tespit edildiğine göre, davacının, iddiasını kanıtladığından söz edilemez. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.