Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14363 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12772 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ARAPGİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/11/2012NUMARASI : 2010/43-2012/50Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacılar, paydaşı oldukları dava konusu .. ada.. parsel sayılı taşınmazın, davalı şirket ile aralarında düzenlenen 11.11.1999 tarihli sözleşme uyarınca davalı şirketin taşınmazın çatısına baz istasyonu kurarak ve kullanması için 10 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme süresinin sona erdiğini, davalı şirket ile aralarında yeni kira sözleşmesi yapılmadığı gibi baz istasyonuna ait araç ve gereçlerin de kaldırılmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, baz istasyonunun kaldırılarak çatının eski hale getirilmesine ve 3.500.-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı taraf, davacılar ile aralarında düzenlenen sözleşmenin feshedilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacıların, davalı ile aralarındaki sözleşmenin bitmesine rağmen davalıların yeni sözleşme yapmadıklarını ve baz istasyonuna ait araç ve gerecin de kaldırılmadığını ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, sözleşmenin feshini istememişler ise de, Yargıtay'in yerleşmiş uygulamalarına göre çoğun içinde az da vardır kuralı gereği; davacının müdahalenin men'i talebinin sözleşmenin feshini de kapsadığı gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu kargir ev ve dükkan vasıflı 441 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, 1/2'şer pay oranın da davacılar adına kayıtlı bulunduğu, davacılar ile davalı şirket arasında davalı şirketin taşınmazın çatısına baz istasyonu kurması ve kullanması için 10 yıl süreli 11.11.1999 tarihli kira sözleşmesinin düzenlendiği; 10 yıllık kira sözleşme süresinin 11.11.2009 tarihinde sona erdiği, kira sözleşmesinin 9. maddesinde, a-b-c bendlerinde öngörülen durumların gerçekleşmesi halinde bir ay önceden yazılı ihbarda bulunmak kaydıyla kiracıya sözleşmeyi feshedebileceği yetkisinin tanındığı açıktır.Hemen belirtilmelidir ki, sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 263. maddesi " İcar, muayyen bir müddetle akdedilip te bu müddetin hitamında mucirin malumatı ile ve muhalefeti olmaksızın mecurun kullanılmasına devam olunduğu, yahut mukavelede fesih hakkında gösterilen ihbarı iki taraftan hiç biri yapmadığı takdirde hilafına mukavele yok ise akti, gayri muayyen bir müddet için tecdit edilmiş sayılır." şeklinde düzenlenmiştir.Bu duruma göre, taraflar arasında düzenlenen 11.11.1999 tarihli kira sözleşmesinin süresi 11.11.2009 tarihinde sona erdiği halde, kiralayan davacıların sözleşmenin feshi yönünden davalı tarafa her hangi bir bildirimde bulunmadıkları gibi, davanın açıldığı 22.07.2010 tarihe kadar da davalı tarafın kullanımına karşı çıkmamakla yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye göre kira sözleşmesinin belirsiz süre için yenilendiği kabul edilmelidir.Bu durumda; ancak, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun B.K. 262. maddesinde ki sürelere uyulmak suretiyle sözleşmenin feshi mümkündür.O halde, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin devam ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.