Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14359 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9609 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2012/46-2013/355Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup; Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu kat irtifakı tesisli .. ada.. sayılı parsel sayılı taşınmazdaki (18 ) nolu mesken nitelikli bağımsız bölümün tarafların mirasbırakanları A.R. B. adına kayıtlı iken 3.5.2010 tarihin de öldüğü; taşınmaza intikalen davacı kızı ile davalı oğlunun verasette iştirak halinde malik oldukları; davacının, murisleri A. R.'nün ölüm tarihinden itibaren taşınmazı davalı kardeşinin kullandığını, sözlü ihtarlarına rağmen kendisine bir bedel ödemediğini, bunun üzerine ihtarname keşide ettiğini ileri sürerek, Mayıs 2010 tarihi ile Temmuz 2011 tarihi arasındaki dönemi için ecrimisil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere ecrimisil, kayıt malikinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği haksız işgal tazminatıdır. Kural olarak, müşterek veya iştirak halindeki mülkiyet durumunda taşınmazı kullanan malikten ecrimisil talep edilebilmesi için, diğer maliklerin taşınmazdan yararlanma isteklerini karşı tarafa iletmiş olmaları gerekir. Yararlanma isteminin iletilmesi belli bir şekil şartına bağlı değildir. Her türlü delil ile ispatlanabilir.Somut olayda, tanık anlatımlarına göre, davacının, murisleri A. R.'nün ölümünün 40. gününden itibaren davalıya açıkca bedelsiz olarak taşınmazı kullanmasına muvafakat etmediğini bildirdiği anlaşıldığına göre, bu tarih itibariyle davacı yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşmiş olduğu sabittir.Öyleyse, bu tarihe kadar davalının iyiniyetli zilyet olduğu, bu tarihten sonra kötüniyetli zilyet haline geldiği kabul edilmelidir.Hâl böyle olunca, tarafların mirasbırakanı Abdullah Rüştü'nün ölüm tarihi olan 3.5.2010 tarihinden itibaren 40 gün sonrasından, başka bir ifadeyle 13.06.2010 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem itibariyle belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir..Davacı vekilinin, bu yöne ilişkin olarak temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.