Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14342 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21993 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANAMUR SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/10/2013NUMARASI : 2012/733-2013/762 Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir. Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382/1. maddesinde; "Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır" hükmüne yer verilmiş; bu ölçütler ise ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ve hakimin re’sen harekete geçtiği haller olarak ifade edilmiştir.Kanunda, çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından, kanun maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Başka bir deyişle, 382. maddede sayılmamakla beraber çekişmesiz yargının ölçütlerinden birini veya birkaçını taşıyan bir iş de çekişmesiz yargı işi olarak değerlendirilebilir. Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi işleri de 6100 sayılı HMK'nın 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılır. Kaldı ki, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında "Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması" da çekişmesiz yargı işi sayılmıştır. Öte yandan, kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen tapu maliki ile ilgili araştırmada, mülkiyet nakline neden olunmaması için taraf delilleri dışında gerekli görülen hususlarda HMK'nın 385/2.maddesi hükmü uyarınca re'sen araştırma yapılması gerekmektedir. Ayrıca, bu yargılamanın sonucunda verilen kararlar kesin hüküm sayılmamaktadır. Kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde, ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi ve hükmün değiştirilebilmesi her zaman mümkündür. Hâl böyle olunca, davacı tapu kayıtlarında A. kızı E. Ş. olarak geçen kişinin kendi anneannesi Ali kızı E. A. olduğunu ileri sürerek tapu kaydındaki malikin baba adının ve soyadının nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesi isteği ile eldeki davayı açmış, yargılama sırasında nüfus kayıtlarında Y. kızı E. A. isimli bir kişinin daha bulunduğunun tespiti üzerine kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa adı geçen Y. kızı E. A. mirasçılarının da ilgili sıfatıyla ihtaratlı davetiye ile celp edilmesi, "dava konusu taşınmaz bakımından bir hak iddiasında bulunup bulunmadığının" açık bir şekilde saptanması, ayrıca mahallinde keşif yapılması, dava konusu taşınmazların hangi E.A.'ın tasarrufunda iken ölümü ile mirasçılarına kaldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.