MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TAZMİNATTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ........, .................. ve ....... vekili ile davalı ... vekili ve ...... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.12.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ........, davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, babası olan mirasbırakan ...............'ın maliki olduğu 586 ada 34 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 ve 8 nolu bağımsız bölümleri oğlu davalı ...'e, 4 ve 7 nolu bağımsız bölümleri oğlu davalı ...'a, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümleri ise oğlu davalı ...'e; ayrıca ...... ilçesi 3191 ada 1 parsel B blokta bulunan 3 nolu bağımsız bölümü ise kızı davalı ...'e, ........'in de eşi ............'un iş arkadaşı diğer davalı ...'a satış aktiyle temlik ettiklerini, ancak yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ile adına tesciline olmazsa davalı ... hakkında ...... ilçesinde bulunan 3 nolu bağımsız bölüm yönünden tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalılar ......., ........ ve .................. ,zamanaşımı süresinin dolduğunu,çekişmeli taşınmazı murisin 1970 yılı öncesi boş arsa olarak satın aldığını,Almanya'da çalışarak kazandıklarını biriktirip Türkiye'den ev alma planları yaparken murisin kendilerine arsa üzerindeki apartmanın yapımını üstlenmeleri karşılığında daireleri kendilerine satacağını ve kazandıkları parayı inşaatın yapımı için kendisine göndermesini söylemesi üzerine 10 yıl boyunca kazandıklarını murise göndermek suretiyle inşaatın tamamlandığını, bu nedenle taşınmazların kendilerine devredildiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ..., Almanya hükümeti tarafından kendisi için murise ödenen çocuk yardımı parası ile taşınmazın satın alındığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Davalı ..., taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyiniyetle satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu ve davalı .......'e yapılan temlikin yolsuz tescil niteliğinde olduğu gözetildiğinde .......'ün taşınmazı üçüncü kişi olan davalı ...'a temliki karşısında hakların yarışmasında davacının hakkının korunması gerektiği gerekçesi ile iptal-tescil isteğine yönelik davanın kabulüne karar verilmiştir.Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; 1928 doğumlu mirasbırakan ...............'ın 27.04.2009 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak dava dışı eşi eşi Dilber ile müşterek çocukları davacı ... ile davalılar ........, .................., ......., ........ ve dava dışı ........ ve ........'nin kaldıkları, murisin maliki olduğu 586 ada 34 parsel sayılı taşınmazda bulunan mesken niteliğindeki 3 ve 8 nolu bağımsız bölümleri oğlu davalı ...'e, 4 ve 7 nolu bağımsız bölümleri oğlu davalı ...'a, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümleri ise oğlu davalı ...'e 16.08.1983; ayrıca ...... ilçesi 3191 ada 1 parsel B blokta bulunan dubleks mesken niteliğindeki 3 nolu bağımsız bölümü ise kızı davalı ...'e 30.07.2002, ........'in de diğer davalı ...'a 22.06.2010 tarihli satış aktiyle temlik ettiği kayden sabittir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, çekişme konusu taşınmazların davalılar ...., ...., .... ve ......’e temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek anılan davalılar yönünden davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar ........, .................. ve ....... vekili ile davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davalı ... vekilinin ...... ilçesi 3191 ada 1 parsel B blokta bulunan 3 nolu bağımsız bölüm hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir. Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK'nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarihli l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.Somut olayda, çekişme konusu ...... ilçesi 3191 ada 1 parsel B blokta bulunan 3 nolu bağımsız bölümün son kayıt maliki olan ...'ın ikinci el konumunda olduğu gözetildiğinde koşulların varlığı halinde TMK'nin 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanacağı kuşkusuzdur.Ne var ki, mahkemece davalının bu savunması yönünden herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca; dava konusu ...... ilçesi 3191 ada 1 parsel B blokta bulunan 3 nolu bağımsız bölümün son kayıt maliki davalı ...'in durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda bulunup bulunmadığı, diğer bir söyleyişle TMK'nin 1023. maddesi hükmü gereğince iyiniyetli olup olmadığı hususu üzerinde durularak yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle araştırma, soruşturma ve inceleme yapılarak tarafların bu doğrultuda bildirecekleri tüm delillerin toplanması ve irdelenmesi, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı ... vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden ... vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.