MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/10/2013NUMARASI : 2011/177-2013/576Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davacı T.. K.. mirasçıları yönünden davanın kısmen kabulüne, asli müdahiller yönünden ise davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel isteğine ilişkin olup, dava T.. K.. tarafından açılmış 28.03.2013 tarihinde ölümü ile yasal mirasçıları tarafından sürdürülmüştür. Öte yandan mirasçılardan R.. G.. ve R.. M.. 29.03.2012 tarihli harçlandırılmış dilekçeleriyle asli müdahale talebinde bulunmuşlardır.Mahkemece, R.. G.. ve R.. M..'ın asli müdahilliklerine karar verilerek yapılan yargılama sonunda, T.. K.. mirasçıları yönünden davanın kısmen kabulüne, asli müdahiller yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (HMK) 65.maddesine göre, açılan bir davaya dava konusu edilen şey hakkında tarafların dışında hak iddia edilerek o şeyin kendisine ait olduğunu ileri süren ve harcını yatırmak suretiyle davaya dahil olan kimsenin hukuki durumu asli müdahildir. Değinildiği üzere, asli müdahalede dava edilen müddeabih esastır. Anılan müddeabihin dışına çıkılarak dava konusu edilmeyen hususta hak talebinde bulunulmasına asli müdahale yoluyla yasal olanak yoktur. Bir başka ifade ile asli müdahale dava konusuyla bağlantılı olarak tarafların dışında müstakil hak arama durumudur. Somut olaya yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca bakılınca; davacının miras payına yönelik açtığı eldeki davada, asli müdahillerin kendi paylarına yönelik taleplerinin kabul görmeyeceği açıktır. Diğer yandan dosya içeriği, toplanan deliller ve dinlenen davacı tanıklarının ifadelerinden, murisin çocukları Abdurahman ve Adnan'ın kredi kartı borçlarının davalı tarafından ödendiği, dolayısıyla mirasbırakan ile davalı arasında yapılan satış işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olmadığı, işlemin gerçek bir satış olduğu sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca, hem asli müdahale taleplerinin hem de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.