Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14263 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12341 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/11/2011NUMARASI : 2006/667-2011/662Yanlar arasında birleştirilerek görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar Hazine, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Kayyım vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Asıl ve birleşen dava, gaiplik ve Türk Medeni Kanunu'nun 713/2. maddesindeki gaiplik hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delilerden, davacının dava konusu 1318 ada 38 parsel sayılı taşınmazda kayden paydaş olduğu, taşınmazın diğer paydaşları hakkında gaiplik kararı verilmesi isteği ile Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1104 Esas sayılı dosyasındaki yetkiye istinaden eldeki davayı açtığı, asıl ve birleşen davaların kabulüne dair verilen kararın, Yargıtay 2.Hukuk Dairesince “ dava konusu taşınmazın icareli olduğu ve Vakıflar Genel Müdürlüğü davaya dahil edilmesi gerektiğinden” sözedilerek bozulduğu, bozma ilamı sonrası davacı taraf ıslah dilekçesi ile tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu görülmektedir. Mahkemece, paydaşların gaipliğine ve dava konusu taşınmazın 20 yıl süreyle fasılasız ve nizasız davacının zilyetliğinde bulunduğu gerekçesi ile de anılan pay kayıtların iptali ve davacı adına tesciline karar verilmiştir. Bilindiği üzere; TMK'nın 713/1. fıkrası “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”; 713/2. fıkrası ise “Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükmünü içermektedir. O halde, tapulu taşınmazlarda, hem kayıt maliki hakkında gaiplik kararı verilmiş ve bu kararın kesinleşmiş olması, hem de bu tarihten itibaren hak sahibinin 20 yılı aşkın zilyetlik süresini doldurmuş olması hallerinde gaiplik nedenine dayalı tapu iptali ve tescile hükmedilebilebiceği kuşkusuzdur. Oysa ki, eldeki davada gaiplik kararı ile birlikte tapu iptali ve tescile karar verilmiştir. Öte yandan, dava konusu taşınmazın çekişmeli paylarında “Sultan Beyazıt Vakfından” icareli olduğu şerhi bulunmakta olup, TMK'nin 713.maddesi hükmünün istisnası olan 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17.maddesine göre aslı vakıf olan taşınmazların olağanüstü zamanaşımı ile iktisabı da mümkün değildir. Hal böyle olunca, tapu iptali ve tescil isteği bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.