MAHKEMESİ: MADEN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/01/2013NUMARASI: 2011/243-2013/9Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davacıların paydaşı olduğu 103 ada 8 parsel sayılı taşınmazın, davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen baraj alanı içerisinde kaldığından bahisle Maden Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/17 E. 2011/127 K sayılı dosyasında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla ecrimisile hükmedildiği, eldeki davanın da saklı tutulan ecrimisil alacağına ilişkin olarak açıldığı saptanmak suretiyle ecrimisile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, Ne var ki, davacı eldeki davayı 01.12.2011 tarihinde açmış olup, anılan önceki davada 2004-2009 yılları için ecrimisile hükmedilmiştir. Davalı vekili ise esasa cevap süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur.Bilindiği üzere, 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu beş yıllık süre, dava tarihinden itibaren geriye doğru hesap edilmelidir.Hal böyle olunca, anılan İçtihadı Birleştirme Kararı ile Borçlar Kanununun 126. (TBK md.147) maddesi hükmü gözetilerek dava tarihi olan 01.12.2011 tarihi esas alınmak suretiyle ecrimisil başlangıç döneminim belirlenmesi, ardından önceki davada saklı tutulan ecrimisilden belirlenen ecrimisil dönemine isabet eden miktarın bilirkişi aracılığı ile saptanması ve bu bedelin hüküm altına alınması gerekirken, savunmaya itibar edilmeksizin ve bu süreyi aşar ve öncesini de kapsar şekilde belirlenen ecrimisilin karar altına alınmış olması isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.