Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14213 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11341 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : BODRUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/02/2010NUMARASI : 1999/238-2010/61Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı H.G. C. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Asıl ve birleşen dava tapu iptal-tescil ve tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, taşınmazların hileli şekilde ve vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle davalı H. G. ve üçüncü kişilere temlik edildiği, vekil ile davalı H. G.'ün işbirliği içerisinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden 42, 45, 46, 47 ve 2 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davanın, hile ile alınan vekalet kullanılmak suretiyle vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandığı, 49 ve 50 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davanın da hile hukuksal nedenine dayandığı ancak asıl davada bu iki taşınmaz yönünden davadan feraget edildiği anlaşılmaktadır.Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacı şirkete ait dava konusu 42, 46, 47 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle davalı H. G.'e temlik edildiği saptanarak davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur. Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,Dava konusu 45 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince, anılan taşınmazın yargılama aşamasında 26.02.2010 tarihinde cebri icra yoluyla dava dışı E. Otomotiv Gıda San. Tic. Şti. adına tescil edildiği, bu kişi tarafından da Ş.E. isimli kişiye satıldığı kayden sabittir.Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonra sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK. nun l86.( HMK 125.) maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulî işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçimlik hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Birleşen davaya gelince, 49 ve 50 nolu bağımsız bölümlerin kat irtifakına isabet eden 300/11296 payın vekil D. S. tarafından temlik edilmediği, 22.4.1998 tarihinde bizzat şirket yetkilileri T.ve N.tarafından davalı H.G.'e satıldığı ve anılan satışın hileli olduğu iddiasının da kanıtlanamadığı açıktır. Bu durumda anılan taşınmazların bedelinin davalılardan istenmesi mümkün değildir.Öte yandan birleşen davada davacı dava konusu taşınmazlar üzerine ipotek konulması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek bir bedel istemiştir.Ne var ki mahkemece istek yanlış değerlendirilerek 49 ve 50 nolu bağımsız bölümlerin bedellerine hükmedilmiş olmasının doğru olduğu söylenemeyeceği gibi birleşen davada faiz isteğinde bulunulmadığı halde faize hükmedilmesi de isabeteli değildir.Hal böyle olunca öncelikle asıl davada 49 ve 50 nolu bağımsız bölümler yönünden davadan feragat edildiği dikkate alınarak bu bağımsız bölümler yönünden karar verilmesi, 45 nolu bağımsız bölüm yönünden 6100 sayılı HMK'nun 125. maddesinin uygulanması ve sonucuna göre hüküm kurulması, birleşen dava bakımından ise tapusu iptal edilen bağımsız bölümler üzerindeki ipotek bedellerinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı tarafın temyiz itirazları değinilen yönleri ile yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.