MAHKEMESİ: AMASYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 16/04/2008NUMARASI: 2007/164-2008/184Taraflar arasında görülen davada;Davacı, babasının paydaşı olduğu babasının vefatıyla da mirasçılar arasındaki harici taksimle kullanımına bırakılan 216 ada 14 parsel sayılı taşınmaza 17 parsel maliki davalılar M.ve N.T.'ın yol olarak kullanmak suretiyle diğer davalılar Z. ve H. tokmak'ın yol olarak kullanmak suretiyle diğer davalılar Z. ve H. T.'ın ise taşınmazının batı sınırındaki yolu kendi parsellerine kaydırıp gasp etmeleri sonucu yolun kendi parselinden geçmesine neden olarak müdahale ettiklerini ileri sürerek davalıların müdahalelerinin önlenmesine ve yolun eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların yasal gerekçeleri bulunmaksızın davacının maliki olduğu taşınmaza müdahale ettiklerinin keşif ve bilirkişi raporu ile saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar H.ve Z.T.vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Davalılardan H.ve M. davacının taşınmazı davalılardan H.a haricen sattığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuşlar, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının, çekişmeli 14 nolu parselde 2/8 pay sahibi M.'nın mirasçısı olduğu, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazda ortaklardan birisinin harici satışına değer verilemeyeceği, temyize gelen H.harici satın almaya dayalı olarak taşınmazda hak iddia edip muaraza yarattığından H. bakımından davanın kabul edilmesinin doğru olduğu anlaşıldığından davalı H.'ın temyiz itirazlarının reddine. Davalı Z.n temyizine gelince; hemen belirtilmelidir ki, bir şeye malik olan kimse kanunların elverdiği ölçüde o şeyi dilediği gibi kullanma,yararlanma ve tasarruf etme hakkına sahip olup (T.M.K. 683/1 md) o şeye dışarıdan gelecek olan ve malikin mülkiyet hakkını kısıtlayacak her türlü tecavüzü açacağı elatmanın önlenmesi davası ile (Actio Negatoria) gidereceği (T.M.K. 683/2) mülkiyet hakkının tabii sonucudur.Malikin yukarda tanımı yapılan mülkiyet hakkının 3. kişilerce ihlalinin haksız eylem niteliğini taşıyacağı kuşkusuzdur.Böyle bir eylemin varlığının kabulü için ise, eylem sahibinin mülkiyet konusunu teşkil eden taşınmazda tasarruf etme,fiili hakimiyet kurma ya da zilyetlik altında bulundurma iradesinin mevcudiyeti ve bunun bir anlamda sürekliliği gereklidir. Böyle bir irade saptamasının mülkiyetin korunması sebebi sayılacağı kabul edilmelidir.Ne varki, mahkemece, davalı Z.in taşınmazı kullanıp kullanmadığı, nasıl bir müdahalesi olduğu araştırılmadan sonuca gidilmiştir.Hal böyle olunca, davalı Z.in davacı taşınmazına bir elatması olup olmadığının araştırılması,bu yönde tarafların bildirecekleri delillerin toplanması, tanık beyanları doğrultusunda infaza elverişli kroki düzenlenmesi ve varılcak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalı Z.in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,12.01.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.