Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1419 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15308 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/03/2013NUMARASI : 2011/704-2013/302Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden; çekişme konusu 762 parsel sayılı taşınmazın müstakilen davacı adına kayıtlı olduğu, komşu parsel maliki davalıların Serik Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1367 Esas ve 2007/122 Karar sayılı dosyasında bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere davacıya ait taşınmazın (D) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımları ile yolda kalan (E) harfiyle belirtilen bölüme müdahale ettikleri belirlenmek suretiyle elatmanın önlenmesine ve bu yerlerdeki ev ve seranın yıkımına karar verildiği; kararın kesinleşmesinden sonra seranın davalılarca, evin ise 04.11.2011 tarihinde icra marifetiyle yıkıldığı anlaşılmaktadır.1)-Davacı, taşınmazın davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek 2006-2011 dönemi için ecrimisil istemiyle eldeki davayı açmıştır. Daha önce görülüp sonuçlanan elatmanın önlenmesi davasında davalıların davacıya ait taşınmaza elatmaları saptandığına göre, sera bakımından tanık beyanlarında bildirilen seranın yıkıldığı döneme kadar; ev için ise evin icra marifetiyle yıkımına kadar davalıların ecrimisilden sorumlu tutulması gerektiği açıktır. Mahkemece bu dönemler için ecrimisile hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. 2)-Ancak, hükme esas alınan raporun yeterli, ayrıntılı, kanaat verici ve denetlenebilir nitelikte olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtilmeli ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olaya gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapılmış, emsal araştırması yapılmadan mahkemece bu rapor ile sonuca gidilmiştir. Bilirkişi raporu, somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermeli ve Yargıtay denetimini sağlayacak bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Hal böyle olunca, mahkemece yeniden bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılması, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde somut emsaller de incelenerek taşınmazın ''boş arazi'' olarak yapılacak ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.