Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14163 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15412 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/11/2012NUMARASI : 2008/523-2012/637Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, ehliyetsizlik, ikrah ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, ehliyetsizlik iddiası kabul edilerek tapu iptal ve tescile karar verilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden;davacının miras bırakanı olan H. T.'nın 06.05.2008 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak oğlu olan davacı M. A. T. ile davalının babası olan diğer oğlu F.T.'yı bıraktığı, murisin 15.06.2005 tarihinde malik olduğu 160 ada, 210 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 nolu bağımsız bölümü oğlu F.'nin kızı ve torunu olan davalı H.'ye ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacı, miras bırakanın akit tarihinde ehliyetsiz olduğunu, ayrıca tehdit edilerek, iradesinin sakatlanması sonucunda işlem yaptığını, yapılan temliki işlemin de mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuştur.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 11.04.1990 tarih, 1990/1-152-236 sayılı kararında da belirtildiği üzere, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur.Bu halde mahkemece önem sırası dikkate alınmak suretiyle her bir hukuki sebep yönünden araştırma yapılması zorunludur.Ehliyetsizlik iddiası kamu düzeni ile ilgi olduğuna göre ehliyetsizlik iddiasının öncelikle dikkate alınması ve incelenmesi gerekir. Yapılacak inceleme sonunda kayıt malikinin ehliyetli olduğunun saptanması halinde ise sırasıyla davada dayanılan diğer sebepler yönünden gerekli araştırma yapılması gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, miras bırakanın malik olduğu 210 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 nolu bağımsız bölümü 15.06.2005 tarihinde torunu olan davalıya ölünceye kadar bakma akti ile yapılan temlikin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğu iddiası üzerine Mahkemece Adli Tıp Kurumundan aldırılan 21.12.2011 tarih, 4251 sayılı raporda ''miras bırakanın 12.05.2006 tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığı'' şeklinde görüş belirtildiği, söz konusu raporda esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuş ise de; söz konusu bakım aktinin 15.06.2005 tarihinde yapıldığı, oysa raporda dava dilekçesinde hatalı olarak belirtilen 12.05.2006 tarihi işlem tarihi olarak esas alınarak, murisin 12.05.2006 tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığı yönündeki rapora itibar edilerek ancak tarihteki hata farkedilmeyerek hüküm kurulmuştur.O halde; Mahkemece davaya konu işlem tarihi olan 15.06.2005 tarihi itibarıyla miras bırakanın hukuki ehliyete haiz olup olmadığının tespit ettirilerek, ehliyetsiz olduğunun tespit edilmesi halinde kabulüne karar verilmesi, bu tarih itibarıyla murisin ehliyetli olduğunun tespiti halinde ise ikrah olgusunun irdelenmesi, ikrah hukuksal nedeni sabit görülmezse, muris muvazaasına dayanan isteğin değerlendirilmesi ve muvazaanın da ispat edilememesi halinde ise son olarak tenkis talebi yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca; yukarıda değinilen hususlar ve sıralama çerçevesinde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.