MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/10/2013NUMARASI : 2012/617-2013/608Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, vazgeçme nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacının, dava konusu 6 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile davalıya temlik ettiğini ancak, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmeyip kendisine bakmadığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Somut olayda davacı, 09.10.2013 tarihli celsede alınan beyanında davadan vazgeçtiğini, tapunun iptalini istemediğini bildirmiş, bir sonraki 30.10.2013 tarihli celsede ise, önceki duruşmada hatalı beyanda bulunduğunu ifade ederek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiş, mahkemece, vazgeçme nedeniyle davanın reddine dair verilen kararı, iradesinin fesada uğradığı iddiasıyla temyiz etmiştir.Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar. (HMK m.311.) Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır.Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun iradeyi bozan bir halin nedenine dayandığını (HMK m.311) kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından iradesi fesada uğrayan kimseye talep hakkı bahşedeceğinden kuşku yoktur.Feragate ilişkin irade açıklanmasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, bu halin ya aynı dava içerisinde HMK'nin 163.maddesine göre ön sorun (hadise) şeklinde ya da ayrı bir dava olarak incelenmesi olanaklı ve gereklidir. Hal böyle olunca; mahkemece davacı A.. D..'ın iddiasının ön sorun (hadise) şeklinde incelenmesi, feragat beyanının gerçek iradeyi yansıtıp yansıtmadığının açıklığa kavuşturulması, gerçekten davacının yanılgıya düştüğü saptanırsa feragat beyanının bir hukuki netice doğurmayacağı gözetilerek işin esasının incelenmesi, aksi halde feragat doğrultusunda işlem yapılması gerekirken bu konuda herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacı tarafın bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.