MAHKEMESİ : TUZLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/10/2010NUMARASI : 2009/240-2010/630Taraflar arasında görülen davada;Davacı (karşı davalı), kayden malıki olduğu beş parça taşınmazın Banka Yönetim Kurulu kararıyla 6.615.700.00.-TL bedel üzerinden davalı idareye devredildiğini ve devir bedelinin 16.8.2004 ile 9.9.2004 tarihlerinde tahsil edilerek temlikin gerçekleştirildiğini, bilahare dava dışı Sendika tarafından açılan dava sonucu idari yargı yerinde tescil dayanağı işlemin iptal edildiğini ve verilen kararın kesinleştiğini, bunun üzerine alınan bedelin davalı idare hesabına yatırılacağını bildirerek, taşınmazların iadesini istemelerine rağmen davalı idarenin anılan mahkeme kararının gereğine yerine getirmediğini, satış bedelini davalı idare hesabına yatırdıklarını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş; karşı davaya yönelik olarak da, geçersiz sözleşme nedeniyle ancak ödenen satış bedelinin talep edilebileceğini belirterek, karşı davanın reddini savunmuştur.Davalı (karşı davacı), idare mahkemesi tarafından davacı bankanın ihale yönetmeliğinde belirtilen usullere uyulmadığı gerekçesiyle taşınmazların satışına ilişkin işleminin iptaline karar verilmiş olup, bu kararla davacı bankanın kusurlu olduğunun belirlendiğini, davanın açılmasına sebep olmadıklarından yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacaklarını belirterek, asıl davanın reddini savunmuş, karşı davasında, ödedikleri satış bedelinin yasal faizi bakımından alacak talebinde bulunmuştur.Mahkemece, "dava açıldıktan sonra davaya konu taşınmazın 26.5.2009 tarihinde tapuda davacı kurum adına tescil edildiğinden bu konuda yeni bir karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kabulüne" karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği, duruşma günü tebliğ gideri (pul) yokluğundan reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Asıl dava, tapu iptali ve tescil; karşı dava ise, faiz alacağının tahsili isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; çekişme konusu 1009, 1010, 1022, 3059 ve 3234 parsel sayılı taşınmazların davacı İller Bankası Genel Müdürlüğü adına kayıtlı iken, 18.08.2004 tarihinde satış suretiyle davalı İstanbul Su Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne temlik edildikleri ve yargılama sırasında da 26.05.2009 tarihinde alım (iade) ile yeniden davacı adına kaydedildikleri anlaşılmakla; tapu iptal ve tescil davasının konusuz kaldığı gözetilerek, asıl dava bakımından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davacının dava açmakta haklı olduğu ve davalının da davaya karşı çıktığı gözetilerek asıl davaya ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yüklenmiş olması da doğrudur. Davalının (karşı davacının) temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davacı (karşı davalının) temyiz itirazlarına gelince;Asıl dava, çekişme konusu taşınmazların davalıya satışına ilişkin işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kararın kesinleşmesi nedeniyle davalı adına tescilin dayanaksız, başka bir ifadeyle yolsuz hale geldiği ileri sürülerek açılmış ve dava dilekçesine satış bedelinin dava tarihi itibariyle davalıya iade edildiğine ilişkin banka dekontları eklenmiştir.Karşı davada ise, gerçek zararla ilgili talep hakkı saklı tutulmak suretiyle sadece ödenen satış bedelinin ödeme tarihlerinden geri alım tarihine ve karşı dava tarihine kadar geçen sürelere ilişkin yasal faiz alacağı istenmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, satış akdiyle davacı taraf çekişmeli taşınmazları devretmiş, karşılığında da satış bedelinin tahsil etmiştir. Taşınmazların devir ve teslimiyle birlikte davalının (karşı davacının) tasarruf hak ve olanağına sahip olacağı kuşkusuzdur.Öte yandan, satış bedelini taşınmazları devir yükümlülüğünü yerine getirmek suretiyle tahsil eden davacının (karşı davalının), anılan satış bedelini haksız olarak elinde bulundurduğundan söz edilemeyeceği de tartışmasızdır.Hal böyle olunca; davalı (karşı davacının) sadece yasal faiz alacağıyla ilgili talepte bulunduğuna göre, satış bedelinin davacının (karşı davalının) yedinde haksız tutulmadığı gözetilerek karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının (karşı davalının), temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.