Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14114 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13362 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 22/12/2011NUMARASI: 2010/86-2011/364Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil, elatmanın önlenmesi ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı-davalı Hasan ve davalı şirket vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, inançlı işlem iddiasına dayalı tapu iptal tescil, birleşen dava ise elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, yazılı delil ibraz edilemediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere, inanç sözleşmesi iddiası, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille ispat edilebilir ise de, koşullarının varlığı halinde yemin deliline de başvurulması mümkündür. Somut olayda, davacı Hasan vekili; çekişme konusu taşınmazın inanç sözleşmesine dayalı olarak devredilip devredilmediği hususunda davalıya 22.12.2011 tarihli oturumda yemin teklif etmiş, mahkemece yemin teklifinin içerik itibariyle HMK’ya uygun olmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiştir. Oysa, davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmıştır. Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’nun 225. maddesinde “Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.” hükmüne yer verilmiş, aynı yasanın 227 ve devamı maddelerinde yeminin hangi usülle yapılacağı ve sonuçları düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, asıl davacının yemin teklifi nedeniyle yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda gerekli usuli işlemlerin icrası ile hasıl olacak sonuca göre asıl ve birleşen dava ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Davacı-Davalı Hasan ve davalı şirket vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.