Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14097 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10405 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: TURHAL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 06/03/2012NUMARASI: 2010/582-2012/108Yanlar arasında görülen çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 287 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, davalı şirketin 42 parsel sayılı taşınmazda kum ocağı işlettiği, iki parsel arasında yeşil ırmağın aktığı, davadan önce davacı tarafından yaptırılan 20.09.2009 tarihli tespitte; davacının parselinde heyelan ve göçüklerin oluştuğu ve kavak ve söğüt ağaçlarının devrildiğinin tespit edildiği, mahkemece yapılan keşifte ise davacı parselinde 3 adet söğüt ağacının devrilmiş olduğu ve oyuk ve göcüklerin bulunduğu anlaşılmaktadır.Davalı; davacının zararının 10.2.2009 tarihindeki sel nedeniyle meydana geldiğini, nitekim kendi faaliyet alanında meydana gelen zararın hesaplanması amacıyla 12.2.2009 tarihinde Ticaret ve Sanayi Odası'na başvuru yaptığını, hazırlanan ekspertiz raporuna göre faaliyet alanında 33.412.00.-TL hasar tespit edildiğini, davacı zararının da aynı nedene bağlı olduğunu savunmuştur.Mahkemece, davacının iddiası ile davalının faaliyet alanında oluşan zararın 10.02.2009 tarihindeki selden meydana geldiği yönündeki savunması arasındaki çelişki giderilmemiş, davalının savunmasında sözü edilen sel felaketinin sonucun oluşmasında etkili olup olmadığı veya ne kadar etkili olduğu belirlenmemiştir.Öte yandan kabule göre; bilirkişi raporunda sadece 3 ağaçtan söz edilmesine karşın davacının dilekçesindeki iddia esas alınmak suretiyle toplam 40 ağaç üzerinden davalının tazminata mahkum edilmesi de doğru değildir.Hal böyle olunca; mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak ya da bu yolla sonuç alınmadığı takdirde yeniden keşif yapılarak; davacı taşınmazında oluşan zararın davalının eylemi sonucu oluşup oluşmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.