Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14077 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10489 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ÜNYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/04/2012NUMARASI : 2011/92-2012/301Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden 2338 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduklarını, komşu 2341 parsel maliki davalıların taşınmazlarından kil toprağı çıkarttıklarını, hafriyat çalışmalarının 45 – 50 metre derine indiğini bu nedenle taşınmazlarının göçme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve zararın giderilmesi isteklerinde bulunmuşlardır. Davalı, taşınmazın davalılardan A... Tarafından işletildiğini, diğer davalılara davada husumet yöneltilemeyeceğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizliğe ilişkin olarak verilen karar, Dairece '' mahkemece keşfen elde edilen bilirkişi raporunda zararın giderilmesi bakımından tesbit olunan değer dikkate alınmak suretiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de 492 Sayılı Harçlar Yasasının 16 ve 04.03.1953 tarih 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca diğer yönler yanında elatılan yerin zemin değerinin de dava değerini teşkil edeceği, aynı zamanda tecavüzlü kısma yapılan ve bilirkişi raporunda belirlenen kaldırma bedelinin de davanın değerini oluşturduğu göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir''gerekçesiyle bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar ve bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve komşuluk hukukundan kaynaklanan zararların giderilmesi isteklerine ilişkindir. Dosya içeriğinden ve toplanan delilerden;davacılar, kayden 2338 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduklarını, komşu 2341 parsel maliki davalıların taşınmazlarından kil toprağı çıkarttıklarını, hafriyat çalışmalarının 45 – 50 metre derine indiğini bu nedenle taşınmazlarının göçme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve zararın giderilmesi isteklerinde bulunmuş,davalılar ise, taşınmazın davalılardan A... tarafından işletildiğini, diğer davalılara davada husumet yöneltilemeyeceğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, elatılan yerin keşfen belirlenen değerine göre davaya bakma görevinin Sulh Hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş,verilen karar davacıların temyizi üzerine;mahkemece keşfen elde edilen bilirkişi raporunda zararın giderilmesi bakımından tesbit olunan değer dikkate alınmak suretiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de 492 Sayılı Harçlar Yasasının 16 ve 04.03.1953 tarih 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca diğer yönler yanında elatılan yerin zemin değerinin de dava değerini teşkil edeceği, aynı zamanda tecavüzlü kısma yapılan ve bilirkişi raporunda belirlenen kaldırma bedelinin de davanın değerini oluşturduğu göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine,bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile davalıların bilirkişi raporunda belirlenen kısma el atmasının önlenmesine,davacının davalılardan R... Ve D... A...'e ait 2341 parsel sayılı taşınmazda maden çıkarma işleminin yapılmamasına yönelik davasının reddine karar verilmiştir.Mahkemece, davalıların, kayden davacılara ait taşınmaza el attıkları gerekçesiyle el atmasının önlenmesine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir reddine.Ancak, davacıların dava dilekçesinde davalıların 2341 parselde maden çıkarma işleminin yapılmamasına ilişkin bir taleplerinin olmadığı,ayrıca el atmanın önlenmesi yanında zararın giderilmesine ilişkin isteklerinin olduğu görülmektedir.Mahkeme tarafından yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda tecavüzlü kısımların belirlendiği ve davacılara ait taşınmazın eski halini alması, hasarın önlenmesi için neler yapılması gerektiği ayrıntılı olarak belirlenmiştir.Ne var ki; mahkemece davacıların dava dilekçelerinde zararın giderilmesi hususunda istekleri olduğu halde, mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması ve davacıların, davalıların 2341 parselde maden çıkarma işleminin yapılmamasına ilişkin bir taleplerinin olmadığının gözetilmemesi de doğru değildir.Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.