Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14054 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14288 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/07/2008NUMARASI: 2006/280-2008/296Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, depo edilen bina ve yıkım bedelinin davalılara ödenmesine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3 nolu imar parselinin davacı ile dava dışı şahıslar adına, komşu 4 nolu imar parselinin ise paylı olarak bir kısım davalılar adına kayıtlı olduğu, davacının, davalılara ait binanın 3194 Sayılı yasa gereğince yapılan parselasyon sonucu taşınmazına taşkın hale geldiğini, öte yandan imar uygulamasında sonra ek imalatlar yaparak tecavüzlü kısmı artırdıklarını ileri sürerek, eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Yapılan inceleme ile; bina taşkınlığının 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar şuyulandırılması neticesinde oluştuğu belirlendiğine göre, taşkın bina yönünden kaim bedel karşılığı elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Taraf vekillerinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile hükmün bu yönü itibariyle ONANMASINA. Taraf vekillerinin öteki temyiz itirazlarına gelince; yapılan uygulama neticesinde, teknik bilirkişilerce davalılara ait, imar uygulaması ile taşkın hale gelen binanın tecavüzlü kısmının yıkılması halinde binanın taşıyıcı sistemine herhangi bir zarar vermeyeceği ve bu kısmın inşaat bedelinin 2.875,74.-TL olduğunu bildirdikleri ve bu miktar üzerinde kaim bedelin hüküm altına alınması gerektiği halde, anılan miktara yine teknik bilirkişilerce hesaplanan 215,25.-TL yıkım bedeli, 2.875,74.-TL tecavüzlü kısmın eski hale getirme bedeli de dahil edilmek suretiyle toplam 5.966,53.-TL üzerinden kaim bedele hükmedilmiş olması doğru değildir.Öte yandan; imar uygulaması kamusal bir idari karara ve işleme dayalı olarak gerçekleştirildiğinden, başka bir deyişle, imar parselinin oluşumunda davalı tarafın iradesinin bulunmadığı ve etkili olamayacağı gözetildiğinde davalıların davanın açılmasına sebebiyet verdikleri kabul edilemez. O halde, davalı tarafın yargılama giderlerinden, harçtan ve 4.9.1957 tarih, 4/16 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulmuş olmaları da isabetsizdir. Davalı vekili ile katılma yoluyla kararı temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.