MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2013/107-2013/690Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ehliyetsizlik, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde miras bırakanın ehliyetli olduğu, ancak temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece son olarak; '' ... Dosya içeriği ve toplanan delillerden; vekil kılınan murisin oğlu Hasan'ın diğer davalıya borcunun olduğu ve vekaletnamenin bu borcun teminatını oluşturmak amacıyla verildiği, oysa vekil Hasan'ın bu vekaletnameyi kullanarak miras bırakan Selahattin'e ait .. parsel sayılı taşınmazdaki 7/30 pay ile, ..parsel sayılı taşınmazın tamamını 10.9.2003 tarihinde diğer davalı Zeynal'a satış suretiyle temlik ettiği, o halde, bu olgu karşısında miras bırakanın vekil aracılığı ile ve mirasçısından mal kaçırmak düşüncesiyle taşınmazların temlikini gerçekleştirdiğinin söylenemeyeceği, esasen, murisin davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek herhangi bir sebebinin bulunduğunun da kanıtlanamadığını, bu olgular karşısında temlikin muvazaalı olduğunun kabul edilemeyeceği, ne var ki, ehliyetsizlik ve muris muvazaası iddiasının yanında vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının da ileri sürüldüğü, o halde belirtilen ilkeler çerçevesinde vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiası bakımından, toplanan ve toplanacak olan deliller değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği '' hususlarına değinilerek bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; kayıt maliki davalı Z.. S..'ün, vekilin, vekalet görevini kötüye kullandığını bildiği veya bilmesi gerektiğine dair delil sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; dosya içeriğine, toplanan delillere, özellikle tanık anlatımlarına göre; davalıların daha önceden birbirlerini tanıdıkları, yargılama sırasında ölen davalı vekil Hasan'ın miras bırakandan aldığı vekaleti kullanarak borcuna karşılık çekişme konusu taşınmazları diğer davalıya satış göstermek suretiyle devrettiği, mahallinde yapılan uygulama neticesinde alınan bilirkişi raporu içeriğinden taşınmazların akit tarihindeki gerçek değerleri ile resmi akitte gösterilen bedelleri arasında aşırı fark bulunduğu, öte yandan, davalı Zeynal, ilk karardan sonra evrak arasına sunduğu 21.08.2008 havale tarihli dilekçesi ile; taşınmazlara karşılık diğer davalıya ödenen bedelin 40.000.-TL olduğunu beyan etmiş ise de, resmi aktin aksini iddia eden davalının bu miktarda vekile veya miras bırakana bir ödeme yaptığını da ispat edemediği anlaşılmaktadır. O halde; belirtilen bu olgular karşısında, vekil ile davalı Zeynal'ın el ve işbirliği içinde hareket ederek, miras bırakan S. Ö.ı zararlandırdıkları açıktır. Diğer bir söyleyişle vekalet görevi kötüye kullanılmıştır. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.9.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.