Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14041 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10278 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ÇEŞME SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/04/2012NUMARASI : 2010/393-2012/148Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi,yıkım,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın,elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne,ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatma ve yıkım isteği yönünden bir değer belirtilmediği, yargılama sırasında da bu yönlerden harç ikmali yapılmadığı, hükümle birlikte ise sadece kabul kapsamına alınan ecrimisil miktarı ile çekişmeli alan içerisinde bulunan sondaj kuyusunun kaldırılmasına yönelik değer üzerinden harcın hesaplandığı, elatma yönünden ise harç alınmaksızın sonuca gidildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'un 413 (6100 Sayılı HMK'nın 120. maddesi) ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır.Hal böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen elatma isteği bakımından dava değerinin belirlenerek harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.