Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1404 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2516 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BURDUR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/11/2012NUMARASI : 2012/117-2012/337Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı idare;dava konusu ....ada 12 parsel sayılı taşınmazın maliki iken 12.04.2007 tarihinde yapılan taşınmaz satışı ihalesi neticesinde davalıya satışının yapıldığını, Danıştay tarafından dava konusu taşınmazın satışına yönelik işlemin iptaline karar verildiğini, sicilin dayanağı işlemin idari yargı yerinde iptal edilmesi ile sicilin yolsuz hale geldiğini,karşılıklı olarak verilen şeylerin iade edilmesi yönünde davalıya ihtarname keşide ettikleri halde olumlu cevap alamadıklarını ileri sürerek tapu iptali ile tescile karar verilmesini istemiştir.Davalı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye etkili olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 5335 sayılı Yasa'nın 32/1. maddesinin iptal edildiği, ancak iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, tamamlanmış hukuki işlemlere uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı idare çekişme konusu... ada 12 parsel sayılı taşınmazın maliki iken 12.07.2007 tarihinde davalıya satışının yapılıp davalı adına sicil kaydının oluştuğu, Danıştay 13. Dairesinin 26.04.2011 tarih ve 2007/5183 Esas, 2011/1862 Karar sayılı ilamı ile 12.04.2007 tarihli ihalenin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği (aleniliği), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur.Somut olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedinin 12.04.2007 tarihli ihale olup olmadığı araştırılmamıştır.Satışın dayanağı 12.04.2007 tarihli ihale ise ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği sabittir.Hâl böyle olunca, öncelikle çekişmeli taşınmazın hukuki dayanağının 12.04.2007 tarihli ihale olup olmadığının açıklığa kavuşturulması;ondan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.