MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar ... vekili, davalı ...vekili ile davalı ....ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar asıl ve birleşen davalarında, mirasbırakanları ...kayden paydaş olduğu dava konusu 1112 ada 15 sayılı parseldeki 24/450 payını davalı oğlu ..., 19/450 payını davalı oğlu ..., 15/450 payını birleşen davanın davalısı gelini ..., 19/450 payını davalı oğlu ...13.12.2002 tarihinde, 19/450 payını ise davalı oğlu ,,,16.12.2002 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, bilahare ... temellük ettiği payı 01.05.2006 tarihinde birleşen davanın davalısı ... adı geçenin de birleşen davanın davalısı ... sattığı, davalı ... ise temellük ettiği 15/450 payı 14.10.2003 tarihinde birleşen davanın davalısı ..., adı geçeninde 07.03.2012 tarihinde dava dışı kişiye devrettiğini, dava konusu devirlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında iptal ve tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama aşamasında davalı ... hakkında davalarından feragat etmişler, birleşen davanın davalısı ... hakkındaki davalarını tazminata dönüştürmüşlerdir. Davalılar, dava konusu devirlerin muvazaalı olmadığını, satış bedellerinin ödendiğini, murisin ... yaptırdığı ev nedeni ile paraya ihtiyacı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ...hakkındaki davanın feragat nedeni ile reddine, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle kayıt maliki olan davalılar ... , ..., ... ve ... bakımından tapu iptali ve tescile, davalı ... yönünden ise tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem taşımaktadır. Yazılı yargılama usulünde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp, açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir. Bu ilkeler, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 376. ve 377. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 186. maddesinde yapılan düzenlemelerle hüküm altına alınmış, bu kapsamda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 186/1. maddesi ile; “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saate mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir” düzenlemesi getirilmiş olup, anılan düzenlemenin emredici olduğu tartışmasızdır. Somut olaya gelince, sözlü yargılama ve hüküm için tayin edilen 10.12.2013 tarihli celse için önceki duruşmada hazır bulunmayan davalı ....'a 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 186/1. maddesi kapsımında davetiye tebliğ edilmeden sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Hâl böyle olunca; 6100 sayılı HMK'nın 186/1. maddesi hükmü doğrultusunda taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi, belirlenen günde hazır olan taraf veya taraflara son söz hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. ... temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.