Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1403 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 183 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi . . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalıların paydaş oldukları 417 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili dava dışı yüklenici ile taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıkları,davalıların bu sözleşme ile kendilerine düşen 41/100 paydan 1/41 paylarını 21.03.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacıya satmayı vaat ettikleri,davacı tarafından 19.10.2004 tarihli ihtar ile mülkiyetin aktarılmasının istendiği, kat irtifakı ile 417 ada 7 nolu imar parselinde bulunan E Blok 11 nolu dairenin davalı Necla adına 23.10.2004 tarihinde tescil edildiği,davacının satım vaadinin yerine getirilmemesi üzerine 11 nolu daireye yönelik olarak ferağa icbar tapu iptal ve tescil istemiyle davalılar aleyhine 02.02.2005 tarihinde açtığı davanın kabul edilip 01.07.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere,6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237. (818 sayılı Borçlar Kanununun 213.) maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddeleri uyarınca noter önünde resen düzenlenen satış vaadi sözleşmesi geçerli bir sözleşme olup, taraflar yönünden bağlayıcıdır.Satış vaadi sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak doğuran sözleşmelerden olduğu sabittir. Somut olaya gelince; davalıların taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile kendilerine düşen 41/100 paydan 1/41 paylarının satışı davalılar tarafından 21.03.1997 tarihli noter satış vaadi sözleşmesi ile davacıya vaad edilmiş ve sözleşmede satım vaadinde bulunan davalılar açıkça satım vaadi bedelini tahsil ettikleri,satış vaadi konusunun inşa edilecek bağımsız bölümler olduğu,imar uygulaması kesinleşmediğinden uygun projenin tanzim ve tasdiki sonucu arsa payı konumunun bilahare karşılıklı mutabakat sonucu tesis ve tespit edileceği yazılı olup mülkiyetin nakli 19.10.2004 tarihli ihtar ile talep edildiği ve çekişmeli taşınmazdaki bağımsız bölümlerin davalılar adına 23.10.2004 tarihinde tescil edildiği sabittir.Bu durumda,davacının ihtar çekip mülkiyetin aktarılmasını istemekle davalıların fuzuli şagil durumuna düştükleri ve ihtarın tebliğ tarihi itibariyle taşınmazın tasarruf yetkisinin satım vaadi alacaklısına geçtiği açıktır. Hal böyle olunca; taleple bağlı kalınarak 01.01.2006 tarihinden itibaren E Blok 11 nolu dairenin davacıya teslim edildiği tarih de saptanmak suretiyle ecrimisil bedelinin belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru değildir.Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.